Çin Nükleer Gücünü Rusya’nın Desteğiyle Arttırıyor

Çin, nükleer kapasitesini Rusya’nın yardımıyla genişletiyor. Bu da en üst düzey Amerikalı yetkilileri ve Kongre üyelerini dünyadaki yeni döneme, yani üç önemli nükleer gücün olduğu bir döneme karşı nasıl bir politika belirleneceği konusunda düşündürüyor.

Çin ve Rusya nükleer işbirliği yaptıklarını gizleme ihtiyacı hissetmiyor, hatta iki ülke Rus teknolojisinin kullanıldığı Çin’deki iki nükleer tesisin açılışını video linkle birlikte kutluyorlar.

Çin’in nükleer silah sayısı Amerika ve Rusya’yla kıyaslandığında az olsa da hızlı bir şekilde büyüyor. G-7 dışişleri bakanları Çin’in nükleer programının boyutu konusunda endişelerini Japonya’daki toplantılarında dile getirmişlerdi.

Savunma bakanlığından üst düzey yetkililer Kongre’deki oturumda yaptıkları açıklamada Çin’deki reaktörün plutonyum için olduğunu ve plutonyumun da nükleer silahlar için gerekli olduğunu belirtti.

VOA, Dışişleri Bakanlığı sözcü yardımcısı Vedant Patel’e Amerika’nın buna karşı nasıl yanıt vereceğini sordu.

Patel, “Çin Halk Cumhuriyeti’nin nükleer kapasitesini geliştirmesi oldukça endişe verici ve bu da Pekin’in amacı konusunda soru işaretlerini gündeme getiriyor. Ve nükleer riski azaltmak için pratik önlemlerin önemini ortaya koyuyor. Çin’in bu politikası uluslararası istikrar konusunda yeni bir stres yaratacak” şeklinde yanıtladı.

Çin ise bu endişeleri gidermeye çalışıyor.

Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Wang Wenbin, “Çin her zaman savunma amaçlı bir politika belirledi ve ilk kullanan olmama taahhüdüne bağlı. Ulusal güvenliğin gerektirdiği oranda nükleer kapasitemizi minimum seviyede tutuyoruz. Çin nükleer silaha sahip 5 ülkeden bunu dile getiren tek ülke. Çin’e karşı nükleer tehditte bulunmayan bir ülkenin endişelenmesine gerek yok. Bu bir ülkenin sağlayabileceği en fazla şeffaflık” diyor.

Amerikalı birçok Kongre üyesi Çin’in silahların kontrol anlaşmasını imzalayacağından şüpheli. Bu yıl başlarında Rusya Cumhurbaşkanı Putin de Amerika’yla son kalan silahların kontrol anlaşması New Start’ı askıya aldığını açıklamıştı.

Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Michael McCaul VOA’ye Çin’in nükleer kapasitesini arttırmasıyla ilgili endişelerini paylaştı.

McCaul, “Bu konuda gizli brifingler aldım. Çok büyük. Nükleer kapasiteleri korkutucu ve bunu kontrol edecek bir anlaşma da yok. Rusya’yla yeni bir kontrol anlaşması müzakere edebilir ve Çin’i de buna dahil edebiliriz. Ama Rusya’yla Çin arasındaki bu kötü ittifaka bakınca ve iki ükenin diktatörlerinin saldırganlıklarını gördükçe bu konuda çok a umudum oluyor” diyor.

Demokrat Kongre üyesi David Cicilline de VOA’ye yaptığı açıklamada Amerika’nın harekete geçmesi gerektiğini belirtti.

Cicilline, “Hiçbir zaman ek nükleer silahsızlanma taraftarı olmadım. Sanırım diğer ülkelerin nükleer kapasitelerini arttırmalarını engellemek için çabalarımızı iki katına çıkarmalıyız. Amerika’nın kapasitesini arttırmaya çalışmanın bu çabaya katkısı olmayacaktır” ifadelerini kullanıyor.

Çin’in 410, Rusya’nın 5889, Amerika’nın da 5244 nükleer bombasının bulunduğu tahmin ediliyor.

Yorum yapın