Enerji Güvenliği ve Ulusal Güvenlik İlişkisi

Giriş
 
Ülkeler için kalkınmışlığın ve gelişmişliğin bir ölçütü olarak kabul edilen enerji kullanımının yönetimi ve denetimi günümüzün belki de en önemli olgusunu oluşturmaktadır. İnsanoğlunun enerjiye bağımlılığı giderek artmakta ve siyasi olaylara da yön veren yadsınamaz ve göz ardı edilemez boyutlara ulaşmaktadır (Tuğrul,2011a).
 
Kısaca, iş yapabilme kabiliyeti olarak nitelenen enerji, gerçekte hayli geniş kapsamlı bir ifadedir. Lojik bir betimlemeyle, enerji; bir sisteme ilave edildiğinde veya sistemden çıkarıldığında sistemin en az bir özelliğini değiştiren olgudur denebilir. Bu ifadeden hareketle; bir sistemde herhangi bir değişiklik yapılması söz konusu ise, ya o sisteme enerji verilecektir veya sistemden enerji alınacaktır. Dolayısı ile her eylem için enerjiye gereksinim bulunmaktadır. Bu da enerjiyi vazgeçilmez ve yadsınamaz kılmaktadır.
 

1. Enerji Güvenliği

Enerji politikaları uygulamalarında enerji güvenliği; özellikle emre amade santralların yakıtı olan petrol, doğal gaz, kömür ve uranyum için öne çıkan bir kavram olmaktadır. Burada emre amadelik ile; ile kesintisiz ve güvenilir enerji temini kastedilmektedir. Bu husus, ülkeler ve globalleşen dünya bağlamında tüm dünya için önemlidir. Zira, gece-gündüz ve mevsimsel farklılık gözetmeden, her an ve her yerde enerji talebini karşılamak önde gelen amaç olmaktadır
 
Günümüzde, nükleer santraların, bir ileri teknoloji olan nükleer teknolojinin kullanılmasını gerektirdiğinden, ancak, gelişmiş ülkelerde kullanılabildiğini görmekteyiz. Bu durumda, fosil yakıtlar başat enerji kaynakları olmaktadır.
 
Günümüzde daha çok “Enerji arz güvenliği” ile ilgilenilmektedir. Zira, başat enerji kaynaklarına yeterince sahip olmayan gelişmiş ülkeler için gerçekten de enerji güvenliği yadsınamaz önem taşımaktadır. Ancak, enerji arz güvenliğinin sağlanabilmesi için enerji arz güvenliğinden de öte, önce bir üst kavram olan “Enerji güvenliği” kavramı üzerinde durulması gerekmektedir. Enerji güvenliği, birçok tanımında yer alan ve İngilizce 4A ile ifade edilen hayati bir kavram durumundadır.
 
Bunlar;
• Enerji kaynağının Mevcudiyeti (Availability),
• Enerji kaynağına Ulaşılabilirlik (Accessibility)
• Enerji kaynağının Sürdürülebilirliği (Acceptability)
• Enerji kaynağının Ekonomikliği sağlaması (Affordability)

olmaktadır (Kruyt vd., 2009, Jansen vd., 2004, Elkind, 2010, Erdal ve
Karakaya, 2012). Şekil 1’de 4 A (MUSE) Kavramı şematik olarak görülmektedir.

Şekil 1. 4-A (MUSE) Kavramı

Enerji güvenliğinin önemli argümanı, enerji kaynağının yeri ve durumudur. Fosil yakıtlar içinde kömürün dünyada, farklı bölgelerde bulunabildiğini görmekteyiz. Ancak, kömür çıkarımının sorunları, ve kömür kullanımının ge tirdiği sera gazı salımı ve kül oluşumu nedeniyle çevre sorunlarının giderek önem kazanıyor olması, ülkeleri kömür kullanımı dışında çözümlere yöneltmektedir. Dolayısı ile kömüre göre daha az çevre sorunu olan ve yeraltında istihdam ile çıkarım gerektirmeyen fosil yakıtlar olan petrol ve doğal gaz tüm dünya ülkeleri için giderek önem fonksiyonu artan enerji kaynakları durumuna getirmiştir.
 
Şekil 2’de dünya bölgelerine göre enerji üretimi ile petrol ve doğal gaz tüketimi görülmektedir. Burada, petrol üretimi açısından büyük potansiyeli olan bölgeler olarak özellikle Orta Doğu, doğal gaz üretimi açısından ise Orta Doğu ile Avrasya bölgesinin öne çıktığını görmekteyiz. Nitekim, Orta Doğu ve Avrasya bölgesini içine alan bir “Stratejik Elips”ten bahsedilmiştir (Maleki, 2005). Bir başka deyişle, bu bölgeler içinde yer alan ülkeler tüm dünya için enerji kaynağı olarak stratejik önem taşımaktadır.
  
 
Şekil 2. Bölgelere göre dünya petrol ve doğal gaz tüketimi

 

 TASAM Yayınlarının  "Devlet Doğasının Değişimi: Güvenliğin Sınırları" isimli kitabından alınmıştır.

Yorum yapın