Estonya Savunma Kuvvetleri Komutanı: Türkiye, ihtiyaç duyabileceğimiz çok güçlü sanayiye sahip

Estonya Savunma Kuvvetleri Komutanı Korgeneral Martin Herem, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler'in resmi davetlisi olarak 1 Nisan'da geldiği Ankara'da, Türkiye ve Estonya'nın savunma alanındaki iş birliğini ve Ukrayna-Rusya savaşına ilişkin güncel gelişmeleri AA muhabirine değerlendirdi.

Ankara'daki temaslarının güvenlik konularına ilişkin görüş alışverişini içerdiğini söyleyen Herem, Estonya'nın en güncel odak noktasının Rusya olduğunu da dile getirdi. Herem, bunun yanı sıra terörizmin ortaya koyduğu tehdidi de yakından takip ettiklerini ve bu konuda ortaklarıyla bir araya geldiklerini de belirtti.

Herem, ziyareti kapsamında ROKETSAN'da da görüşmelerde bulunduğunu söyleyerek, "Savunma bütçesini artıran Estonya, savunma sanayinize çok ilgi duyuyor. Kapasite geliştirmeye yönelik önceden yapılmış planlarımız da var. Türkiye, ihtiyaç duyabileceğimiz her tür teçhizat ve silahın üretiminde çok güçlü sanayiye sahip." diye konuştu.

İki ülkenin savunma alanındaki iş birliğine ilişkin ise Herem, "Hem Estonya hem de Türkiye NATO'nun doğu sınırında. Biz kuzeyde, siz de güneydesiniz. Bu yüzden bilgi paylaşımı yapmamız gerekiyor." şeklinde konuştu.

Herem, Rusya'ya, terörizmle ilgili güvenlik konularına ve güncel gelişmelere ilişkin görüş alışverişinde bulunmanın önemini de işaret etti.

Estonya'nın Türkiye'nin savunma sanayisine duyduğu ilgi doğrultusunda somut bir iş birliği adımı atılıp atılmayacağına ilişkin soruya Herem, şu yanıtı verdi:

"Sanayi konusunda bir şey söylemek için çok erken. Hangi kabiliyet ve imkanları ne zaman nereden temin edeceğimize karar veren kişi ben değilim. Ancak şu kesin ki uzun menzil ve hava savunmasıyla ilgili tüm yeteneklerinizle ilgileniyoruz. Ancak tedarik süreci uzundur ve belirli bir sözleşmemizin olup olmayacağını söylemek için henüz çok erken. Askeri alanda en büyük projemizin adı ise NATO. Bu kapsamda konuşacağımız çok şeyin olduğunu düşünüyorum. Açıkça görülüyor ki birçok ortak çıkarımız var."

"Baltık ülkeleri ve Batılı ülkeler Rusya'yla hibrit savaş içinde"

Herem, Ukrayna-Rusya savaşına değinerek "Son 8 yılda tanık olduğumuz şey, Ukrayna ile Rusya arasında bir savaştı. Ama şunu kendimden emin bir şekilde söyleyebilirim ki Ukrayna bugün, 24 Şubat'ta tırmanan bir konvansiyonel savaşın içinde. Biz Baltık ülkelerinin tamamı, Batılı ülkelerinin çoğu bugün Rusya'yla hibrit savaş içinde." ifadelerini kullandı.

Rusya, Ukrayna'da ne elde ederse etsin, bunun coğrafi ve siyasi açıdan büyük etki yaratacağını belirten Herem, Rusya'nın üç ya da beş yıl içinde yani çok yakın gelecekte NATO ve Avrupa Birliği'ne (AB) yapmak istediğinin de bu etki olduğunu dile getirdi.

"Türkiye'nin bu süreçte önemli rol oynadığını düşünüyorum"

Herem, Türkiye'nin Ukrayna ve Rusya taraflarının görüşmelerinde üstlendiği kolaylaştırıcı role ilişkin ise "Diplomat ya da siyasetçi değilim. Ama ben bile şunu anlıyorum ki müzakerelerin yapılmasına yardımcı olacak biri de olmalı. Müzakereler her zaman barış için bir çeşit umut olmuştur. Bu çok önemli. Türkiye'nin bu süreçte önemli bir rol oynadığını düşünüyorum." diye konuştu.

"Barışın bedelinin ne olacağının" asıl önemli mesele olduğunu söyleyen Herem, "Bu bizim için çok önemli. Çünkü eğer bu bedel, Ukrayna topraklarından Rusya'ya kaybedilmiş herhangi bir metrekare anlamına gelirse bu durum Rusya'yı yakın gelecekte NATO ülkeleri de dahil olmak üzere tüm komşularına karşı başka şeyler yapmaya teşvik edecektir." değerlendirmesinde bulundu.

Herem, bu durumun, politikacılara ve toplumlara da "Rusya'nın kayıplara rağmen, stratejik hedefi olan istikrarsızlığı yaratabileceği, ne isterse yapabileceği" mesajını vereceğini söyleyerek, "Konuşmamız, müzakere etmemiz gerektiğini düşünüyorum. Burası kesin. Sadece Rusya'nın hemen yanı başındaki bir ülkeyi temsilen benim bakış açım şu: 'Barışın bedeli ne olacak?" ifadesini kullandı.

"Ukrayna bugün olduğundan çok daha fazla desteklemeli"

Birleşmiş Milletler (BM), NATO ve AB'nin bu süreçteki tutumlarını değerlendiren Herem, "Organizasyonların çok hızlı olduğunu düşünüyorum. 23 Şubat akşamı bile, kilit görevlerdeki üst düzey liderler, ertesi sabah savaşın tırmanmasıyla, bugün gördüğümüz manzaraya uyanacaklarından emin değildi. Ama çok hızlı tepki verildi." dedi.

Herem, Rusya'ya yönelik yaptırımların çok gerekli olduğunu belirterek, "Küresel organizasyonların çok geç kaldığını söyleyemem. Şunu söylemek isterim ki ülkeler çok daha aktif, çok daha kararlı olabilir ve Ukrayna'yı bugün olduğundan çok daha fazla desteklemelidir." diye konuştu.

Yaptırımların, Rusya'nın Ukrayna'dan çekilmesine yol açıp açmayacağına ilişkin soruya ise Herem, "Rusya'nın geri çekilmesini sağlayıp sağlamayacağından emin değilim ama yaptırımlar onu daha da zayıflatacak. Ayrıca Rusya'nın suç teşkil eden amaçlar güderek her istediğini yapamayacağına dair bir mesaj da veriyor. Bu yüzden (Rusya) bedelini ödemek zorunda." yanıtını verdi.

"Asıl mesele, Rusya'nın stratejik hedefleri"

Herem, Ukrayna'nın ardından Rusya'nın AB ülkelerine yönelik bir saldırısının söz konusu olup olmayacağına ilişkin görüşünü ise şöyle açıkladı:

"Bu, Ukrayna'dan sonra ne kadar cesaretlendirildiklerine bağlı. Mesele benim ülkemin sınırı ya da Baltık ülkelerinin sınırı değil. Daha geniş ölçekte asıl mesele, Rusya'nın stratejik hedefleri. Rusya bir yeri işgal amacı taşımadığında da etkisini hissediyorsunuz. Eğer yanı başında istikrarsız bir ülke varsa o zaman etkilenmeniz çok daha kolaydır."

Rusya'nın, Ukrayna'yı işgal etmesinin mesuliyetini üstlenmek istemediğini söyleyen Herem, "Politika, diplomasi, ekonomi bundan etkileniyor. İstedikleri de bu zaten. Bunu Ukrayna'da da elde edebilirler. Çünkü geçen 12 ila 14 yıl içinde örneğin Gürcistan'da, Moldova'da, Dağlık Karabağ'da başka olaylara tanık olduk. (Rusya) Onlar istikrarsızlıktan keyif alıyor çünkü çamurlu suda yüzmeyi seviyorlar." değerlendirmesinde bulundu.

Herem, bu durumun bir dünya savaşına dönüşüp dönüşmeyeceğine ilişkin, "Bunu kimse bilmiyor. Rusya'nın Ukrayna'da ağır çatışmalara girdiği dönemde Batılı ülkelere sırt çevirebileceğini düşünmüyorum. Ama daha sonra bunu yapması mümkün." dedi.

"Ukrayna'ya destek daha büyük ve zengin ülkelerden gelmeli"

Estonya'nın, Ukrayna'ya silah desteğinde bulunacağını açıklayan ilk ülkelerden olduğunu belirten Herem, "Savaş tırmanmadan önce anti tank füzeleri mühimmatıyla desteğimizi gönderdik. Bugüne kadar Almanya ile birlikte gönderdiğimiz sahra hastanesinden, tıbbi malzemelere kadar çeşitli alanlarda destek sağladık. Ancak mühimmat, ağır silahlar, tüfek gibi birçok destekte de bulunduk." ifadesini kullandı.

Herem, Estonya'nın Ukrayna'ya desteğinin 200 milyon avroyu aştığını ifade ederek bu destekte bulunmasına rağmen Estonya Savunma Kuvvetlerinin mevcut gücünü koruduğunu dile getirdi.

Ukrayna'nın çok daha büyük desteğe ihtiyaç duyduğunu belirten Herem, "Estonya küçük bir ülke. Yaptığımızın iki katını da yapsak, oyunu değiştirmez. Destek, çok daha büyük ve zengin ülkelerden gelmeli." dedi.

"Her şeyi NATO'dan bekleyemeyiz. Biz de çok şey yapmalıyız"

Herem, Ukrayna-Rusya savaşı üzerine NATO'nun aldığı son kararlara ilişkin, "Kendimize daha çok güvenmemizi sağlayan adımlar atıldı. Elbette her şeyi NATO'dan bekleyemeyiz. Biz de çok şey yapmalıyız." diye konuştu.

Estonya'nın savunma bütçesini önce ocak ayında neredeyse 300 milyon avronun üzerinde artırdığını ve yakın zamanda buna 400 milyon avronun üzerine ek yapma kararı alarak yıllık savunma bütçesini yaklaşık 700 milyon avroya çıkardığını örnek veren Herem, "Bunlar, savunma konusunu çok ciddiye aldığımıza dair örnekler." dedi.

Herem, NATO'nun komuta kontrol yapısıyla birçok adım attığını belirterek, şunları kaydetti:

"Farklı ülkeler, Baltık ülkelerindeki veya Romanya'daki varlığını ikiye katladı. Bulgaristan, Slovakya ve Macaristan için de planlar var. Bir sonraki adımın ne olacağına dair karargahta sıkı bir çalışma yürütülüyor. Bu durumu çok ciddiye almamız gerektiğini düşünüyorum. Çünkü bir yıl önce Rusya'nın komşu ülkeye karşı neler yapabileceği hakkında hiçbir fikrimiz yoktu. Ve bugün de Rusya'nın bizi test etmeyeceğinden emin olamayız. Ülkemi veya başkentimi işgal etmesi gerekmiyor. Çok daha uzun vadeli, çok daha büyük stratejik hedeflere ulaşmak için bundan daha azını taktik, operasyonel veya askeri düzeyde yapabilir."

Kaynak: AA

Yorum yapın