Karbon ayak izi ve savunma sanayii (röportaj)

Avrupa Yeşil Mutabakatı çerçevesinde “karbon ayak izi” konusu birçok sektörde olduğu gibi önümüzdeki yıllarda savunma sanayiinde de daha fazla gündeme gelecek.

Karbon ayak izi alanında çalışmalar yapan Semtrio firmasının kurucu ortaklarından İlker Turan, Defensehere.com’a verdiği röportajda şunları söyledi:

“Biz ağırlıklı olarak bugün baktığımızda hizmetlerimiz arasında en çok talep karbon ayak izi çalışmalarına geliyor. Çünkü burada özellikle ihracata konu olan ürünlerin Avrupa pazarlarında karbon ayak izi çalışmalarının yapılmış olması gerekiyor. Bu, ürün karbon ayak izi alanında da kurumsal karbon ayak izi alanında da çalışmaların yapılması bekleniyor. Bugün geldiğimiz noktada aslında karbonun yönetilmesi gibi bir gündem de söz konusu.

Artık bugün, temmuz ayında yayımlanan Avrupa Yeşil Mutabakatı çerçevesinde Avrupa Birliği, ilk karbon nötr kıta olma hedefini koydu. 2050 yılında karbon nötr olacak. Bunu takiben birçok diğer ülke de 2050 yılında karbon nötr olma hedeflerini gündeme almış durumda. Türkiye için de 2053 mevcut.

Dolayısıyla bu hizmetlerimize baktığımız zaman karbon ayak izinin ölçülmesi ve karbon ayak izinin yönetilmesi tarafındaki hem danışmanlık hizmetleri hem de biz karbon ayak izi çözümlerini hesaplama ve raporlama hizmetlerini yazılımımız vasıtasıyla müşterilerimize servis ediyoruz. Burada da müşterilerimizin hem zamandan hem de maliyetten tasarruf etmesini sağlıyoruz. Özellikle regülasyonları takip ettiğimiz zaman Avrupa Yeşil Mutabakatı çerçevesinde 5 sektör açıklanmıştı.

Burada biz en büyük oyuncularla çalışıyoruz. Tabi KOBİ ölçeğindeki firmalarımıza da hizmet veriyoruz. Bu sektörler, demir-çelik, alüminyum, enerji, gübre ve çimento sektörü. Demir-çelik ve alüminyumu referans aldığımız zaman savunma sanayine de ciddi bir etkisi olacağını düşünüyoruz. Şu an savunma sanayii ürünleri kapsama dahil olmasa bile biz gelecekte açıklanacak Avrupa Yeşil Mutabakatı karbon düzenlemesi paketinde otomotiv ve tekstil gibi farklı sektörlerin de dahil olacağını düşünüyorum.

Dolayısıyla savunma sanayii paydaşları da bir sonraki Avrupa Yeşil Mutabakatı kapsamında karbon vergilendirmelerine tabii olması söz konusu olabilir. Aslında Avrupa Yeşil Mutabakatını biraz açmak gerekirse. Bu sadece Türkiye’ye özgü bir vergilendirme sistemi değil, aslında Avrupa’ya ihracat yapan birçok şirketi ilgilendiren bir konu bir de tabi bu konular Avrupa Yeşil Mutabakatı ile sınırlı değil.

Siz ihracatınızı Batı ülkelerine Kanada’ya, Amerika’ya yapıyor olsanız bile yine bu karbon ayak izi çalışmalarını yapmanız ve bunları iyi yönetmeniz bekleniyor. Dolayısıyla burada diğer ülkelerle de kıyasladığımız zaman, yani rakiplerimizin bulunduğu ülkelerle burada karbon ayak izini iyi yöneten, düşük karbon maliyetleriyle ihracat yapan firmalar rekabette de bir adım önde olacaklar.

Burada bizim savunma sanayii ihracatlarımızın her geçen gün arttığını görüyoruz ve bu noktada maliyetler anlamında da rekabetçi olmak için karbon ayak izi ölçülmesi, yönetilmesi ve azaltılması konularını, firmalarımızın muhakkak gündeme alması gerekiyor.”

Karbon ayak izi ve savunma sanayii (röportaj)

Yorum yapın