Otomotiv ve savunma sanayisi alanında faaliyet gösteren yüzde yüz Türk sermayeli global bir şirket olan Otokar, Türkiye’nin akredite olmuş en büyük laboratuvarında elektromanyetik uyumluluk testleri gerçekleştiriyor.
Otokar mühendisleri, otomotiv ve zırhlı araçların fren, motor, far gibi aksamlarına uyguladıkları testleri şu sözlerle anlattı:
"Tüm elektrikle çalışan elektronik sistemler çalışırken çevrelerine bir elektromanyetik alan yayıyorlar. Bu yayılan elektromanyetik alan, beraberinde çalışan diğer sistemin bozulmasına, tamamen çalışamaz duruma gelmesine sebep olabilir. Biz burada bu durumları gözlemliyoruz. İki tip test yapıyoruz.
1- Elektromanyetik yayılan alanları kontrol ediyoruz. Belli bir limitlerin altında olması gerekiyor, onu ölçüyoruz.
2- Dış dünyada bulunan bir RF kirliği var. Bunlar baz istasyonlarının yaymış olduğu sinyaller, TV’lerin yaymış olduğu sinyaller, yüksek gerilim hatlarından yayılan sinyaller, biz bu sinyalleri alıp, burada kullandığımız çeşitli teknolojik malzemelerle sinyal jeneratörü, anfi ve anten mekanizmalarıyla bu dış dünyayı simüle edip, bunları araçların ya da elektronik birimlerin üzerine uyguluyoruz ve onların bozulup, bozulmayacağını gözlemliyoruz.
Türkiye’nin en büyük laboratuvarı
Elektromanyetik uyumluluk testlerini gerçekleştirdiğimiz alandayız, burası aynı zamanda Türkiye’de bulunan en büyük laboratuvar, ayrıca 17 bin 25 akreditasyonumuzda bulunmaktadır. Burası 2012 yılında yapılan bir odadır.
Burası özel bir oda, tamamen metal ile kaplı bir kutu olarak düşünebilirsiniz. Faraday kafesi olarak geçiyor. Bu Faraday kafesi içinde özel elektromanyetik alan soğurucu malzemeler var. Bu malzemeler sayesinde bizim içeride ürettiğimiz elektromanyetik alanlar dışarıya çıkamıyor. Kapıyı kapattığımızda ise burası kozmik bir odaya dönüşüyor. Dışardan hiçbir şekilde sinyal içeriye giremiyor. Bizim ürettiğimizde dışarıya çıkamıyor.
Bizim yapmış olduğumuz testler, dışarıdan bakıldığında görünmez bir dünya. Bir elektromanyetik alan oluşturuyoruz ve bunu antenlerle araçların üzerine uyguluyoruz ama görmediğimiz bir sinyali uyguluyoruz. Bu sinyal daha önceden bu araçta bir tepkiye yol açmış mı? Bilmiyoruz bunu sadece test ortamında görüyoruz. Bu yaptığımız işlemler tasarımdan, kalifikasyon süreçlerine kadar çok katkısı oluyor."
