Savunma Sanayii Başkanlığı tarafından kurulan Savunma Sanayii Akademi'nin çalışmaları neler?

Savunma Sanayii Akademi Başkan Prof. Dr. Cenk Aktaş, Savunma Sanayii Akademi'nin çalışmalarını Defensehere'a anlattı.

Savunma Sanayii Akademi'nin eğitimlerinden ve gerçekleştirmek istediği projelerden bilgiler veren Aktaş, şunları söyledi:

"Savunma Sanayii Başkanlığımızın bünyesinde kurulun Savunma Sanayii Akademi, farklı çalışmalarıyla sektöre destek olmaya çalışıyor.

Bildiğiniz üzere Savunma Sanayii Başkanlığı, sektörümüzde bir lokomotif görev üstlenmiş durumda. Bu görevlerin arasından bir yenisi de akademi ile eğitim alanı da eklenmiş durumda. Eğitim derken buradaki kastımız profesyonel eğitimler. Piyasadaki tür ya da sektörümüzdeki açık alanları görmek, açık alan derken bunu birazda açmak istiyorum, hangi alanlarda yetkinliğimiz azsa veya yetkinliğimiziz arttırılmasını istiyorsak bu alanlara yönelik eğitimler kurguluyoruz. Bu eğitimlerimiz profesyonel eğitimler.

Buradaki kaygımız o alanda yüksek lisans veya doktora çalışmaları seviyesinde hatta lisans seviyesindeki çalışmalar yapmak değil, çünkü bunlar üniversitelerimizin akademik birimlerinin görevleri, tabii ki onlara destek olmak bizler için de sevindirici ama bizim hedef aldığımız bu dereceleri vermek değil, daha çok sertifikasyon programlarına odaklanmak.

Ülkemize ihtiyaç olduğu alanlarda eğitim programlarını ortaya koyarak gençlerimize veya profesyonellerimize daha iyi noktalara taşımak.

Bu anlamda Savunma Sanayii Akademi iki farklı gruba sesleniyor, baktığımız zaman bunlardan bir tanesi gençlerimiz. Gençlerimiz derken üniversite çağı öncesi gençler, üniversiteden yeni mezun olmuşlar ve yeni mezunları biz artı iki yıl gibi tanımlıyoruz çünkü bu arkadaşlarımız sektörde yer bulmamış olabiliyorlar veya sektöre yeni giriş yapmış oluyorlar ve hala öğrenecekleri birçok şey var. Tecrübeleri üst seviyelerde değil ve onları yönlendirmemiz daha kolay olabiliyor.

Vizyoner Genç diye bir platformumuz var. Gençlerimize buradan ulaşıyoruz. Burada farklı ücretsiz eğitimler ve onlara farkındalık programları uygulayarak bu alanda yapabileceklerini ortaya koymak, yeteneklerini sergileyebilmeleri için bir fırsat tanıyoruz. Bunlar farklı projeler oluyor yarışmalar oluyor veya sohbetler şeklinde olabiliyor. Ama böylece bu yetenekleri bir şekilde ortaya koymamız veya onları bulup sektöre kazandırmamız mümkün oluyor.

Profesyonellerimiz için de tabi ki programımız var sadece gençlerimiz için değil. Tabi burada ben gençler ve yaşlılar gibi bir ayrım yapmıyorum ama sektörümüzün tecrübelileri olarak onları tanımlamak istiyorum. Bu arkadaşlarımızla da şunu yapmaya çalışıyoruz; kendi alanlarında ihtiyaç duydukları eğer özel eğitimler varsa ve sadece bunlar yurt dışında alınabiliyorsa, onları artık ülkemizde de yapabilmek, işte bunlar neler olabilir, mesela sensör teknolojileri, kompozit teknolojileri gibi alanlarda yetkinliklerini arttırmaya yönelik eğitimler yapıyoruz.

Bir yandan teknik eğitimler kurgularken bir yandan da sektörümüzü genel anlamda etkileyecek birçok mühendislik alanında aynı anda etkileyecek tüm değişik eğitimlerden bahsetmek istiyorum. Bunlar nelerdir? Mesela sistem mühendisliği, proje yönetimi gibi tüm mühendislik dallarını etkileyen eğitimlerde kurguluyoruz yani sadece teknik konular değil yönetsel konularda da yetkinliğimizin arttırılmasında da katkıda bulunmaya çalışıyoruz.  

Burada üniversitelerle bir rekabet konusu söz konusu değil çünkü biz bu işi onlarla beraber yapmak istiyoruz. Onların verdiği eğitimlerin üzerine biz bir şeyler ekleyerek bu uzmanlarımızı belli alanlara kanalize etmeye çalışıyoruz. O nedenle üniversiteler ile iş birliklerimiz söz konusu. Biz buna iş birliği de demek istemiyoruz, üniversite sanayi etkileşimi diye bunu tanımlamak istiyoruz. Etkileşim ve iş birliği birbirinden biraz farklı anlam taşıyor bizim için. Etkileşim demek ortak yayın yazabilmek, ortak kongrelere gidebilmek, ortak eğitim programları düzenleyebilmek demek. Ama bir iş birliği demek sanki ticari veya teknik bir proje gibi algılanabiliyor. Biz biraz daha bu yelpazeyi geniş tutmak istiyoruz yani etkileşimden kastımız, üniversitelerimiz ile her alanda telekomünikasyon ile olalım. Eğitim anlamında, öğrenci değişimi gibi programlar veya en başta anlattığım gibi teknik bir projede olabilir. Ama bunlar uzun dönem sürdürülmesi gereken çalışmalar.

Sektör ile olan etkileşimimiz şu şekilde; savunma sanayii dediğimiz zaman bu sektör sadece savunma alanını kapsamıyor, isim olarak böylede olsa, bunun alt kümeleri veya etkileşimde olduğu başka alanlar var. Mesela enerji alanı, enerji alanı olmadan savunma alanını konuşmak belki de çok mantıklı olmayabilir. Tabi enerjinin yanında medikal sektör var, yine savunmaya bir şekilde etkisi olan. Buna böyle baktığınız zaman ulaşım alanı da evet bu alanla ilgili ve geniş bir alandan bahsediyoruz.

Biz bunu sektör içi ve sektör dışı olarak tanımlamak durumundayız. Sektör dışı derken, intersektör, yani sektörlerin bir biri ile konuşması olarak anlatabiliriz.

İlk önce işbirliğimizi veya etkileşimimizi anlatayım, sektöre şunu yapmaya çalışıyoruz; bu alanda uzmanları beraber tanımlamayalım istiyoruz. Mesela lazer alanında uzman tanımlayacaksak seviye bir uzman, lazer uzmanı demek nedir, nasıl yetkinlikleri olmalı bunu tüm sektördeki paydaşlarımıza sorarak yapmaya çalışıyoruz ve buradan çıkacak sertifikasyon programı ile artık ben seviye bir lazer uzmanı dediğim zaman ben de aynı şeyi anlamalıyım, ASELSAN da aynı şeyi anlamalı, ROKETSAN da, TUSAŞ da, hatta bu firmalarımız dışındaki diğer orta ve küçük ölçekli tüm savunma sektörü de aynı dili konuşarak bilmeli. Nasıl bu gün üniversitelerden aldığımız diplomalar tamamen birçok yerde geçerli ise buradan alınan sertifikasyonda sektör içerisinde tanınmalı bilinmeli, aynı uzmanı tarif etmeli.

İntersectoral de, bugün bir komünikasyon firması var ülkemizde de faaliyet gösteren ve onların mesela wireless teknolojiler, bu iletişim ile ilgili konuları aynı anda, savunmanında odak noktalarından bir tanesi. Şunu demeye çalışıyorum; bugün telekomünike bir uzman belki de savunma sanayiinde eğitim verebilir ve verdiği bu eğitimler ile savunma sanayii büyük faydalar kazanabilir veya tam tersi bizim ekosistemimizde bulunan bir eğitimci bu eğitimi sektör dışına da sunabilir.

Üniversitelerden farkımız biraz şöyle. Üniversite de biliyorsunuz ki tüm eğitimlerimiz akademisyenler tarafından veriliyor ve bu çok değerli. Biz bu değeri başka bir başka bir değer ile harmanlamaya çalıştık. Bu ne anlama geliyor? Akademisyenlerin verdiği bir eğitim programının içerisine sektörden gelen bir uzmanı da eklemeye çalıştık. Bugün ASELSAN’ın, TUSAŞ'ın ve ROKETSAN’ın bir mühendisi aynı eğitim programında eğitimci olabiliyorlar ve akademisyenlerin de yer aldığı bir eğitim programını gündeme getirebiliyoruz.

Tabii ki bunların hepsi belirli sınırlar ile olabiliyor. Şirketlerimizin gizlilik arz eden konularında ve bu anlaşmalar kapsamında söyleyemeyecekleri sırlarını burada ortaya koymak durumunda değiliz, yapamayız da, böyle olmamalı da. Ama genel bilgiler anlamında, teorik anlamadaki bilgilerini bizler ile paylaşıyorlar. Bu çok önemli. Sektör kendi içerisinde konuşuyor. Yani bugün ASELSAN’ın bir mühendisi, TUSAŞ'ın bir mühendisi ile bir konuyu tartışabiliyor. Aynı zamanda bir akademisyen de bu sohbete katılabiliyor. Biz bunu çok değerli buluyoruz. Ama dediğim gibi bunun belli sınırları var belli ölçüleri var. Eğitim dışındaki kısımlara geçiş yapmak istemiyoruz. Çünkü şirketlerimiz gizliliği, bilgelerinin gizliliği ve özellikle savunmanın getirdiği kriterler çok ağır kriterler olduğu için bunun bilincindeyiz buna göre hareket ediyoruz.''

Savunma Sanayii Başkanlığı tarafından kurulan Savunma Sanayii Akademi'nin çalışmaları neler?

 

Yorum yapın