Sivil havacılıkta yakıt verimliliği

Dünyadaki en hızlı ulaşım yöntemlerinden biri olan hava taşımacılığına talep sürekli artmaktadır. Geçmişteki petrol krizleri, değişken yakıt fiyatları, azalan yakıt stokları ve artan çevresel kaygılar havacılık endüstrisinin dikkatini yakıtın makul kullanım ihtiyacına çekmiştir.

Yakıt tüketimi, operasyonel maliyetleri ve dolayısıyla fiyatlar üzerinden kargo ve yolcu talebini doğrudan etkilemektedir. Havayolları, yakıt tüketimindeki düşük verim nedeniyle fiyatların artması, rekabet edememe ve dolayısıyla piyasa kaybı gibi sonuçların farkındadır ve yakıt maliyetlerinde daha verimli olmaya her zamankinden daha isteklidir. Yakıt, havayolları için o kadar büyük bir maliyettir ki, verimlilik iyileştirici yöntemler bulabilmek için sektör genelinde yoğun çabanın odak noktasıdır.

Havacılık yakıtı tipik olarak havayolu maliyetlerinin yüzde 25’inden fazlasını ve havayolu karbondioksit (CO2) emisyonlarının yüzde 97’sinden fazlasını oluşturduğundan yakıt verimliliğine odaklanmak hem ticari hem de çevresel açıdan anlamlıdır.

Yakıt fiyatlarındaki dalgalanmalara bağlı olarak yakıtın havayolu maliyetleri içindeki payı yüzde 50’ye kadar çıkabilir. Bu dalgalanmanın etkisini azaltmak için, dünya çapında havayolları tarafından birçok yakıt tasarrufu girişimi gerçekleştirilmiştir.

Havacılık, en hızlı büyüyen sera gazı emisyon kaynaklarından biridir. Havacılıktan gelen yakıt taleplerinin 2025 yılına kadar her yıl yüzde 1,9 ile yüzde 2,6 arasında artacağı tahmin edilmektedir. Yakıt tüketiminin ve dolayısıyla emisyon salımının azalmasıyla çevre üzerindeki olumsuz etkilerin de azalması beklenmektedir. Bu nedenlerle yakıt tüketiminin yönetilmesi son derece önemlidir.

Yakıt tüketimini optimize etmek, ticari havacılıktaki birçok grup için bir zorluktur. Konuyla ilgilenme motivasyonu yalnızca yakıt harcamalarını en aza indirme arzusundan değil, genel verimliliği artırma ve aynı zamanda çevresel endişeleri ele alma arzusundan gelir. Ekonomik ve çevresel sürdürülebilirlik endişeleri, son yıllarda havacılık yakıt verimliliği iyileştirmelerinde çarpıcı ilerlemeye yol açmıştır.

Diğer sektörlerle birlikte havacılık, emisyon azaltımlarına katkıda bulunmaktadır. Havacılıktan kaynaklanan doğrudan emisyonlar, Avrupa Birliğinin (AB) toplam sera gazı emisyonlarının yaklaşık yüzde 3’ünü ve küresel emisyonların yüzde 2’sinden fazlasını oluşturmaktadır. Küresel havacılık bir ülke olsaydı, emisyon seviyesi olarak ilk 10 arasında yer alırdı. Paris’ten New York’a uçup geri dönen biri, AB’deki ortalama bir kişinin evini bir yıl boyunca ısıtarak ürettiği emisyon ile aşağı yukarı aynı düzeyde emisyonu üretir. 2020’de, küresel yıllık uluslararası havacılık emisyonları 2005’tekinden yaklaşık yüzde 70 daha yüksektir. Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü (International Civil Aviation Organization -ICAO), 2050’ye kadar ek önlemler alınmaması halinde, bunların yüzde 300’ün üzerinde büyüyebileceğini tahmin ediyor.

Havacılık endüstrisinde ilave azaltım yapılmaması durumunda öngörülen büyüme, küresel emisyon payının 2050 yılına kadar yüzde 22’ye yükselmesini sağlayabilir. Havacılık emisyonlarını azaltmanın en etkili ölçüsü büyümeyi azaltmak olsa da bu endüstrinin oyuncuları için kesinlikle ideal bir yaklaşım olmayacaktır. Burada dikkat çekici olan, uçak üreticilerinin ve havayollarının yakıt tüketimini azaltarak emisyonları azaltma görevini üstlenmeleri ve bu çabanın günümüzde yoğunlaşmasıyla yakıt verimliliğinin artmasıdır...

Analizin tamamına buradan ulaşabilirsiniz: Sivil Havacılıkta Yakıt Verimliliği

Yorum yapın