Türksat Genel Müdürü Hasan Hüseyin Ertok: 'Hedef, 2023'te 6 uyduluk filoya ulaşmak'

Türkiye’nin yeni uydusu TÜRKSAT 5A hizmete girdi, 5B ve 6A için çalışmalar devam ediyor. TÜRKSAT A.Ş. Genel Müdür Hasan Hüseyin Ertok, 2022 yılında uzaya fırlatılması planlanan 6A uydusunun ülkemiz için milat olacağına dikkat çekti. Ertok, “Hedefimiz Cumhuriyetimizin 100'üncü yılında 6 uyduluk bir filoya ulaşmak” dedi. Hizmet verdiği uydu, kablo ve bilişim alanlarında TÜRKSAT’ın küresel ölçekte öncü bir marka olma yolunda emin adımlarla ilerlediğini belirten Ertok, ICT MEDIA’nın sorularını cevaplandırdı.

ICT MEDIA: 2004 yılında kurulan TÜRKSAT’ta 2006 yılında uzman olarak göreve başladınız. 15 yıldır kurumun birçok kademesinde görev yaptınız. Bu yılın başında da genel müdürlük görevine atandınız. TÜRKSAT’ın geçirdiği sürecin yakın şahidisiniz. TÜRKSAT’ın kuruluş amacı ve misyonu hakkından bilgi verir misiniz?

Hasan Hüseyin ERTOK: TÜRKSAT 22 Temmuz 2004 tarihinde Ulusal Egemenlik kapsamındaki uydu yörünge haklarının yönetimi ve işletme yetkisine sahip olmak ve bununla ilgili yükümlülükleri yerine getirmek üzere kuruluyor. 2005 yılında Ulusal Uydu Programı ve insan kaynağı yetiştirmek konusunda ve kablo hizmetleri alanında yetkilendiriliyor. Bilişim çalışmaları ise 2006 yılında e-Devlet Projesi kararı ile başlıyor. Yani TÜRKSAT’ın bugünkü faaliyet alanlarına kavuşması aşamalı olarak yıllar içinde gerçekleşiyor.

Ana misyonumuz bilgi ve iletişim teknolojileri ile uydu ve kablo ağı üzerinden hizmetler vermek ve sosyal sorumluluk bilinciyle ülkemizin teknolojik dönüşümüne öncülük etmek. En büyük hedefimiz ise uydu ve uzay teknolojilerinde dışa bağımlılığımızı ortadan kaldırmak, Türkiye’nin ileri teknoloji bakımından kendine yeten bir ülke olmasına katkı sağlamak, Türkiye’yi yazılım ihraç eden bir ülke konumuna taşımak. Bu hedefe ulaşırken de bilgiyi teknolojiye, teknolojiyi de toplumsal ve ekonomik faydaya dönüştürüyoruz.

Hizmet verdiğimiz uydu, kablo ve bilişim alanlarında küresel ölçekte öncü bir marka olma yolunda emin adımlarla ilerliyoruz.

ICT MEDIA: Türkiye son yıllarda uzay ve uydu çalışmalarını arttırdı. Türkiye’nin uzay ve uydu çalışmalarında geldiği noktayı kısaca anlatır mısınız?

Hasan Hüseyin ERTOK: Uzay yarışında genişleyen uydu filosu ve küresel iş birlikleriyle uydu sektöründe dünyada daha fazla söz sahibi olmayı planlayan Türkiye, kendi uydusunu üreten ilk 10 ülke arasında olma hedefi doğrultusunda son aşamaya kadar gelmiş ülkelerden biri. Zira, devletlerin uzay teknolojileri çalışmaları küresel yarışın olmazsa olmazları arasında yerini aldı. Ülkelerin uydu teknolojileri düzeyi gelişmişlik skalasında önemli bir referans noktası olarak kabul ediliyor ve Türkiye politikasına da dahil ettiği uzay teknolojileri stratejisine ilişkin konularla bu yarışın öncü ülkelerinden biri olmaya kararlı.

Türkiye’nin uzay yarışının öncü ülkelerinden biri olmasına katkı sağlamak en büyük motivasyon kaynaklarımızdan biri. TÜRKSAT olarak; uluslararası uydu operatörlerinin bölgemizdeki faaliyetlerini, uydu sektöründe yaşanan gelişmeleri, rakip uydu operatörlerinin çalışmalarını analiz ederek medya iletişim sektöründeki üstünlüğümüzün devam etmesini sağlamak amacıyla faaliyetlerimizi aksatmadan sürdürüyoruz. Çalışmalarımız; kapsama alanlarımızı genişletmek, uydularımıza son teknolojileri adapte ederek yeni bantlarda hizmetler sunabilmek, bu teknolojilere yönelik yeni ürünler geliştirmek, insan kaynağı yetiştirmek ve ülkemizin kendi uydusunu üretebilen bir teknolojiye erişmesine katkı sağlamak ve hatta bu teknolojileri üretemeyen ülkeler için de öncü olmak çerçevesinde aralıksız sürüyor.

Sorunuzu TÜRKSAT’ın çalışmalarında geldiği son aşamayı detaylandırarak cevaplamak isterim…

Bildiğiniz gibi TÜRKSAT 3A’nın yanı sıra TÜRKSAT 4A ve TÜRKSAT 4B haberleşme uydularımızı da çalışma arkadaşlarımızın üstün gayretiyle hizmete vermiştik. Bu uyduların yapımında TÜRKSAT mühendislerimiz yer almıştı. TÜRKSAT 5A ile TÜRKSAT 5B’nin yapımında da yine teknoloji transfer programı kapsamında 12 Türksat mühendisi uydu tasarım, üretim ve test aşamalarına katıldı. Hâlihazırda teknoloji transfer programı kapsamında uzay teknolojileri alanında eğitim alan TÜRKSAT mühendislerinin katkısıyla TÜRKSAT 6A’yı en yüksek yerlilik oranıyla üretiyoruz.

Yörünge haklarımızı şu an toplam 4 adet uydumuzla aktif olarak koruyoruz. Elektrikli itki sistemli ilk uydumuz 5A’yı biliyorsunuz bu yılın başında 31 derece Doğu yörüngemize fırlattık. Şu an kapasitesi en yüksek uydumuz 5A, 28 Haziran’da yörüngesinde tamamlanan testlerin ardından aktif olarak hizmete başladı. 5A ile birlikte İlk defa kullanıma alınan Yeni KuBand frekans bandı sayesinde artık dünyada bu bandı kullanmaya başlayan ilk uydu operatörleri arasında yerimizi aldık. Aynı nesil uydu olmasına rağmen TÜRKSAT 5B ile birlikte ise veri hizmetlerimizin kapasitesini yaklaşık 15 kat artıracak ve 27 farklı ülkede uydu üzerinden yüksek hızda geniş bant internet hizmeti de sunabileceğiz.

Misyonunu çok önemsediğimiz 6A çalışmalarımız ise aralıksız sürüyor. 7 yıl süren çalışmalarda son aşamaya kadar gelindi. 2022 yılında Türkiye kendi ürettiği uydusunu uzaya göndermiş sayılı ülkelerden biri olacak. Hedefimiz cumhuriyetimizin 100'üncü yılında 6 uyduluk bir filoya ulaşmak.

Uzay teknolojileri ile ilgili çalışmalarımız elbette sadece uzaya gönderdiğimiz uydularla ilgili değil. Uydular üzerinden sağlanan hizmetleri yeni teknolojik ürünlerle toplumsal faydaya dönüştürmek de bu işin bir parçası. Coğrafi şartların dezavantajlarını bertaraf eden VSAT teknolojisinden sonra 2019 yılında da SOTM anten teknolojisini hayata geçirdik. Fiber ve GSM altyapısının olmadığı yerlerde, özellikle gemilerde, uydu aracılığı ile kesintisiz hizmet sunuyoruz.

Ka-Bant haberleşme hizmetlerini milli terminallerimizle vermemizi sağlayacak HUB sistemi ve Modem Geliştirme Projemizi başlattık. Küresel uzay yarışının öncülerinden olmak için Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliği, Ulaştırma ve Altyapı Bakanımızın vizyonu ile TÜRKSAT olarak faaliyetlerimizi “yerli ürün üretme” noktasına kadar taşıdık. Ka-Bant hizmetlerinde noktadan noktaya haberleşebilen HUB sistemi ile modemlerin yerli ve milli imkânlarla üretilmesi yoluyla Türkiye’nin dışa bağımlılığı azaltacağız ve kendi milli sistemlerimiz ile haberleşme imkânına kavuşmuş olacağız. Bu öncü çalışma bu alandaki diğer çalışmalarımıza da ışık olacak. Yakın gelecekte sadece haberleşme uydularımız değil, haberleşme sistemlerimiz de yerli ve milli olacak.

Bunun yanı sıra “TÜRKSAT Konumlama Sistemi”, “Yüksek İrtifa Platformu”, “Taşıyıcı Takip Sistemi”, “Uzay Cisimleri Takip Sistemi”, “Kanal Güncelleme Sistemi” gibi birçok AR-GE projesini eşzamanlı olarak yürütüyoruz.

Yeni teknolojilere öncülük etmek amacıyla TÜRKSAT haberleşme uydularından ilk olarak 4K Ultra HD TV yayını sağladık. Bunun ardından Ekim 2018’de HD’nin 16 katı çözünürlüğe sahip Ultra HD 8K test yayınını başlattık. Böylelikle ülkemiz Dünya’da 8K yayın yapan ilk ülkelerden biri olmayı başardı

ICT MEDIA: Türkiye kendi uydularını yerli ve milli imkânlarla yapmak için çalışmalarını hızlandırdı. Bu çalışmalarda gelinen son aşama nedir? 5. Nesil uyduların ardından göndereceğimiz TÜRKSAT 6A’nın özellikleri nelerdir? Türkiye’nin milli haberleşme uydusu ne zaman uzaya gönderilecek?

Hasan Hüseyin ERTOK: TÜRKSAT 6A uydusu için yürütülen çalışmalar biliyorsunuz ki Türkiye için bir milat. Zira dünyada kendi uydusunu üretme kabiliyetine sahip olan ülke sayısı sınırlı. Uzay yarışında önemli bir dönüm noktası olarak kabul edilen bu eylemi Türkiye için TÜRKSAT 6A ile tescilleyeceğiz

TÜRKSAT 6A’nın sözleşmesini 2014 yılında imzalamıştık. Geçen 7 yılın ardından çalışmalarımızda sona yaklaşıyoruz. Uydumuzun Mühendislik Modeli entegrasyonu USET merkezinde 2021 Nisan ayında tamamlandı ve uydu sistem seviyesi çevresel test faaliyetlerine başlandı. Bu faaliyetler kapsamında Isıl Denge Testi, Akustik Titreşim, Sinüs Titreşim Testleri, Kütle Merkezi Ölçümleri, Statik Yük Testleri yapıldı ve Uçuş Modeli entegrasyon faaliyetleri USET merkezinde eş zamanlı olarak yürütülüyor. Proje kapsamında en önemli kazanımlarımız arasında yer alan ve yerli olarak geliştirilen 29 adet ekipmanın yeterlilik ve mühendislik modellerine ait üretim ve testleri de tamamlandı. Uçuş Modelinde kullanılacak ekipmanların üretim ve test süreçleri ise devam ediyor. TÜRKSAT 6A’nın üretimi gerçekleştiğinde Türkiye, haberleşme uydusu üretebilen 10 ülke arasına girecek ve dünyaya teknolojik planda daha da güçlü bir profil çizecek. TÜRKSAT 6A’yı 2022 yılında uzaya fırlatmayı planlıyoruz.

ICT MEDIA: TÜRKSAT sadece uydu operatörü değil. Aynı zamanda Kablo TV alanında da faaliyet gösteriyor. Kablo TV ile ilgili çalışmalarınız hakkında bilgi verir misiniz? Kablo TV alt yapısını yaygınlaştırmak için çalışmalar yapıyor musunuz?

Hasan Hüseyin ERTOK: Sahip olduğumuz altyapının, etkin ve verimli bir şekilde işletilmesi görevini yerine getirerek analog Kablo TV yayınının yanında; KabloTV markasıyla sayısal TV yayıncılığı, Kablonet markasıyla genişbant internet, Kabloses markasıyla sabit telefon ve KabloWebTV markasıyla OTT/WebTV hizmetleri vatandaşlarımıza ulaştırıyoruz. Bugün KabloTV, müşteri memnuniyeti en yüksek marka ve Türkiye’de en hızlı internet hizmetini sunan platform olarak adlandırılıyor.

Güncel olarak Adana, Ankara, Antalya, Balıkesir, Bolu, Bursa, Denizli, Edirne, Eskişehir, Erzincan, Erzurum, Gaziantep, İstanbul, İzmir, Karaman, Kayseri, Konya, Kocaeli, Manisa, Mersin, Samsun, Tekirdağ, Yalova ve Zonguldak olmak üzere, hâlihazırda 24 ilde, 4,7 milyon haneye Kablo TV hizmeti veriyoruz. Bu illerimizin tamamında, TÜRKSAT’ın kendi mülkiyetindeki fiber optik kablo altyapısı ve sistemleri bulunuyor.

Altyapı geliştirme çalışmalarımız da düzenli olarak devam ediyor. Geçtiğimiz sene bu alanda 431,5 milyon TL’lik bir yatırım gerçekleştirdik ve KabloTV platformumuz, 2020 yılında gelirler açısından yüzde 29’luk bir büyüme yaşadı

KabloTV abone sayımız, 2019 yılında 1 milyon 162 bin iken 2020 yılında 1 milyon 285 bine yükseldi. 2019 yılında 968 bin olan KabloNet abone sayısı ise 2020 yılında yaklaşık 150 bin abonelik bir artışla 1 milyon 117 bini aştı.

Hedefimiz daha çok haneye, daha yüksek ve hızlı hizmet kalitesi ile ulaşmak. Bu kapsamda iş birliği projelerini geliştirmeye yönelik çalışmalarımız da devam ediyor.

ICT MEDIA: Türksat fiber altyapı çalışmaları ile 5G teknolojisinin Türkiye’de kullanılmasında ve yaygınlaştırılmasında nasıl bir rol oynayacak? 5G teknolojisi ve uydu sektörü arasındaki ilişkiden bahseder misiniz?

Hasan Hüseyin ERTOK: Bildiğiniz üzere son yıllarda artan yoğun internet kullanımı, artık yeterli bant genişlikleri ve hızlı Internet hizmetlerinin son kullanıcıya kadar ulaşmasının önemini artırdı. TÜRKSAT Kablo Tv altyapısı ile yüksek bant genişliğindeki internet hizmetini kullanıcılarının evlerine, işyerlerine kadar ulaştırıyor. Az önce de bahsettiğim gibi 24 ilimizin tamamında Kablonet markasıyla Türkiye’nin en hızlı genişbant internet hizmetini vatandaşlarımıza sunuyoruz. Bu anlamdaki müşteri memnuniyetimiz çok üst düzeyde.

Kapsama alanı, yüksek veri hızı, düşük gecikme süresi, düşük güç ve son derece güvenilir iletişim sağlamayı hedefleyen 5G teknolojisi özelinde değerlendirmek gerekirse; fiber alt yapımızı daha çok ile ve haneye ulaştırmamız büyük önem arz ediyor. TÜRKSAT olarak 5G teknolojisinin en temel bileşeni olan fiber altyapının yayılması için yatırımlarımızı artırarak sürdürüyoruz. Binaya kadar fiber ve eve kadar fiber teknolojilerine büyük önem veriyoruz. 5G baz istasyonlarının fiber üzerinden haberleşmesinde TÜRKSAT altyapısının da kullanılabilecek olması bizleri heyecanlandırıyor.

Ancak fiber altyapı her yere ulaşmadığından bu noktada da uydu hizmetlerinin sağladığı internet imkânı devreye giriyor. Uydu sektörü geniş coğrafyalara hizmet götürebilme kapasitesi ile 5G sektörünün karasal altyapı açmazı için önemli bir çözüm ve noktadan noktaya yüksek kapasitede veri aktarımı için çok önemli bir anahtar. Dolayısıyla Türksat Türkiye’nin uydu ve kablo işletmecisi olarak 5G’nin kullanımının yaygınlaştırılması açısından stratejik öneme sahip.

ICT MEDIA: Pandemi sürecinde birçok iş ve işlem uzaktan yürütülmeye başlandı. E-Devlet platformu bu süreçten nasıl etkilendi? E-Devlet üzerinden yürütülen faaliyetler hakkında bilgi verir misiniz?

Hasan Hüseyin ERTOK: Pandemi koşulları aslında bütün dünyada e-dönüşümün ne kadar elzem olduğunu deneyimleyerek anlamamızı sağladı. Türkiye 2008 yılında tanıştığı e-Devletle uzun yıllardır birçok iş ve işlemini tek tuşla halledebilme konforunu zaten yaşıyordu. Ancak kamu hizmetlerine ulaşmak noktasında geçmişten gelen alışkanlıklarımızı pandemi dönemine kadar sürdürmeye nispeten devam ettik. Vatandaşlarımızın e-dönüşüme son bir yıldaki adaptasyon hızı geçmiş yılları geride bıraktı. e-Devlet Kapısı üzerinde 2019 yılında aylık ortalama 319 milyon işlem yapılırken, 2020 yılında aylık ortalama 477 milyon işlem gerçekleşti. 2019 yılında 3,8 milyar olan toplam hizmet kullanım sayısı, 2020 yılında pandeminin de etkisiyle toplam 5,7 milyarı aştı. Bu dönemde yapılan anket çalışmasında e-Devlet Kapısı'ndan yararlanan vatandaşlarımızın yüzde 95'i hizmetlerimizden memnun kaldıklarını ifade ederken, 'Buradan hizmetlere 7/24 ulaşabiliyorum.' diyenlerin oranı ise yüzde 91,5 oldu.

Ayrıca pandemi sürecinde e-Devlet Kapısı’ndan hizmet vermeye başlayan Pandemi Sosyal Destek Başvurusu hizmeti yaklaşık 176 milyon, HES Kodu Üretme ve Listeleme 137 milyon, Kısa Çalışma Ödeneği Başvurusu 1 milyon 160 bin, SGK Borçlarının Yapılandırılması hizmeti ise yaklaşık 10,7 milyon kez kullanıldı.

Güncel e -Devlet kullanıcı sayısı 55 milyonu aştı. Bugün vatandaşlarımız yedi gün yirmi dört saat 805 kurumun 5.832 hizmetinden aktif şekilde yararlanabiliyor.

ICT MEDIA: Bilişim hizmetleri kapsamında, kamu kurum ve kuruluşlarına sunduğunuz ne tür hizmetler var? Başta e-Devlet Kapısı, uydu altyapısı gibi kritik altyapıları, siber tehditlere karşı korumak için neler yapıyorsunuz?

Hasan Hüseyin ERTOK: Bir ülkenin dijital dönüşümünden bahsettiğimizde aslında organizasyonların tüm iş akış süreçlerinin sayısal ortama taşınması gerekliliğinden bahsetmiş oluyoruz. Burada bahsi geçen dijital dönüşüm sadece e-Devletten ibaret değil. Bu kapsamda TÜRKSAT kanunumuzda da belirtildiği gibi kamu kurumlarının dijital dönüşümünde de önemli bir rol üstleniyor.

TÜRKSAT 2006 yılından bu yana bilişim alanında aktif rol oynuyor. 2006 yılında e- Devlet çalışmaları ile başlayan bilişim çalışmaları, 2008 yılında Kamunun Ortak Elektronik Belge Yönetim Sistemi olan ve kamuda milat diyebileceğimiz Belgenet’le devam etti. Belgenet sayesinde kamu kurumlarımızın çalışmalarının Türksat güvencesi ile elektronik ortamda sürdürülebilir olmasını sağlıyoruz. BELGENET, bugün standartlara tam uyumlu profesyonel bir ürün olarak, 77 kurumda 382 bini aşan kullanıcı tarafından kullanılıyor.

Kamu kurumlarına/kuruluşlarına Coğrafi Bilgi Teknolojileri ile Görüntü Temini ve İşleme, Coğrafi Bilgi Sistemleri ve Coğrafi Yazılım Geliştirme, Konumsal Tabanlı Hizmetler ve Mobil Haritalama alanlarında da hizmetler sunuyoruz.

FKM ve Sistem Barındırma Hizmetlerimiz kapsamında 2007’den bu yana Olağanüstü Durum Yönetim Merkezi kurulumu için veri yedekleme ve sunucu barındırma hizmetleri sağlıyoruz.

Kamu hizmetlerinin bütünleşik ve etkin şekilde sunumu çerçevesinde kamu kurumlarının merkez ve uç noktaları arasında güvenli ve kapalı devre iletişim altyapısının oluşturulması için servis sağlayıcılar aracılığı MPLS ile hizmet veriyoruz.

Dijital Arşiv, Arşivnet, SatCloud, İmzanet, Foresight, Smart Service, ProjeM ve BELGENET Bulut gibi ürünlerimizle bilişim alanındaki ürün çeşitlerimizden bazıları.

Diğer önemli projelerimiz de anahtar teslim projelerimiz. Dijital Dönüşüm Ofisi'nin Ulusal Veri Sözlüğü Sistemi, Sağlık Bakanlığı Entegre Kurumsal İşlem Platformu ve Hastalık Yönetim Platformu, Kredi Yurtlar Kurumu'nun KYKNET, Antalya Büyükşehir Belediyesi Akıllı Kent Projesi bu projelerimizden başlıcaları. Yüzün üzerinde anahtar teslim projemiz bulunuyor.

Siber güvenlik hizmetlerimiz kapsamında ise başta e-Devlet Kapısı, uydu altyapımız, Türksat Kablo altyapımız ve bilişim projelerimiz gibi kritik varlıklarımızı, siber tehditlere karşı korumak için operasyonlar yürütüyoruz. Bu noktada, kurum içi yürüttüğümüz süreç ve projelerimizde kazandığımız deneyim çerçevesinde, başta kamu kurum ve kuruluşları olmak üzere, özel sektöre ve yurt dışına açmayı düşündüğümüz ürün geliştirmelerimiz bulunuyor. Bu ürünler, sadece havacılık ve savunma sektörüne yönelik olmayacak; daha geniş bir kapsama hitap edecek.

Bu çalışmalara ek olarak, dijital dönüşümün ayrılmaz bir parçası olan siber güvenlik alanında kamu kurumlarının ihtiyaçlarını analiz ederek her kuruma doğru çözümleri konumlandırarak hizmetler sunuyoruz. Böylece, kamu kurumlarının, kendilerine uygun siber güvenlik hizmetini ve çözümlerini temin etmesini sağlayarak gereksiz yatırım ve yüksek maliyetlerin önüne geçiyor ve en etkin siber güvenlik altyapısını sağlamayı hedefliyoruz.

Kaynak: ICT MEDIA

Yorum yapın