Öğretim Görevlisi Gizem Çoban Twitter hesabından paylaştığı yazı dizisinde, uzayda 311 gün kalan Rus kozmonot Sergey Krikalyov’un hikâyesini paylaştı.
Uzaydan döndüğünüzde, artık ülkeniz olmasaydı ne yapardınız?
Uzaya gitmek için kalkış yaptığı Baykonur, geri döndüğünde başka bir ülke olan Kazakistan sınırlarındaydı. Kazakistan, Baykonur’un kullanılabilmesi ve astronotlarının geri döndürülmesi için ciddi bir ücret talep etti.
Yıllarca eğitim aldınız, çok çalıştınız ve astronot oldunuz. Ülkeniz sizi oldukça prestijli bir görev için uzay istasyonuna gönderdi. Uzay istasyonunda görevinize devam ederken ülkenizin dağıldığını ve doğduğunuz şehrin bile isminin değiştiğini hayal edin. Ne yapardınız?
Bütün bunlar ve daha fazlası 27 Ağustos 1958 doğumlu Rus kozmonot Sergey Krikalyov’un başına geldi. 1981 yılında Leningrad Makine Enstitüsü’nden mühendis olarak mezun olan Krikalyov, yetenekleri ve aldığı eğitim ile astronot oldu.
1988 yılında Mir Uzay İstasyonu’nda ilk uzun süreli uçuş eğitimine başladı ve 1988-1989 arası 5 aylık bir görev gerçekleştirdi. 19 Mayıs 1991 tarihinde Sergey yeni bir görev için Komutan Artsebarsky ve İngiliz astronot Sharman ile uzaya gönderildi.
Mir uzay istasyonuna 144 günlük bir görev için gitmişti. Yolculuk başından bile kötü başlamıştı, Mir’ e yaklaşırken hedefleme sistemi başarısız oldu ve Krikalyov kendi becerileriyle manuel olarak uzay istasyonuna ulaşmayı gerçekleştirdi.
Sharman, görev değişimini aldığı ekiple birlikte bir hafta sonra geri döndü. Ekip değişikliği sırasında Krikalyov kendi isteğiyle yapılan teklifi kabul etti ve Temmuz 1991 yılında uçuş mühendisi olarak görevini uzattı.
Planlanan uçuşlar ve ekip değişiklikleri çeşitli nedenlerle askıya alınmıştı. Bu sırada iki değişim planlanırken sadece bir değişim oldu ve komutan Alexander Volkov ile çalışmaya devam etti.
25 Mart 1992'de ekip Dünya’ya döndü. Sanılanın aksine Krikalyov uzayda unutulmuş veya gözardı edilmiş değildi ama ülkesinin içinde bulunduğu koşullar, maddi problemler, yetişmiş astronotun bulunmaması ve gönüllülük ile Krikalyov planlanandan daha uzun olarak 311 gün uzayda kaldı.
Döndüğünde artık ülkesi SSCB yoktu, 15 ayrı ülkeye bölünmüştü. Doğduğu şehrin ismi Leningrad değişmiş, St.Petersburg olmuştu, gittiği üniversitenin bile ismi değişmişti. Değişmeyen tek şey 600 rublelik astronot maaşıyla geçinmeye çalışan eşi ve giderken 9 aylık olan bebeğiydi.
Astronot maaşları da ekonomik kriz sebebiyle tamamen değersizleşmişti ve Krikalyov’un uzayda kaldığı süre boyunca en fazla endişelendiği konu buydu. Uzaya gitmek için kalkış yaptığı Baykonur, geri döndüğünde başka bir ülke olan Kazakistan sınırlarındaydı.
Bu sebeple Kazakistan, Baykonur’un kullanılabilmesi ve Mir astronotlarının geri döndürülmesi için çok ciddi bir ücret talep ettiler. Sovyet rublesi ekonomik kriz sebebiyle çok fazla değer kaybetmişti ve Krikalyov’un Dünya’ya getirilmesi devlet için büyük bir maddi yüktü.
26 Aralık 1991 tarihinde SSCB ‘nin çökmesi ve ekonomik kriz ile yapılamayan astronot değişimleri söz konusuydu ve Krikalyov’un başta gönüllü olarak kaldığı görevine daha uzun devam etmesi gerekti.
Uzayda kaldığı zaman içerisinde radyo operatörleriyle sürekli iletişim kurarak ülkesiyle ilgili güncel bilgileri almaya devam etti. SSCB’nin çöküşü sırasında ilginç bir durum da Krikalyov’un asker olarak savaşa katılması ile ilgili bir çağrının olmasıydı.
Krikalyov bu sırada Dünya’dan 350 km uzakta uzay istasyonunda görev yaparken neredeyse asker kaçağı olarak ilan edilecekti. Ordu Krikalyov’un firari olmadığını sonradan anladı. Krikalyov’u uzay aracından 4 kişi çıkartabildi.
311 gün gibi uzun bir süre uzayda kalmanın insan vücuduna ciddi etkileri olduğu şu anda bilinmekte. Uzun vadede görme bozukluğu, kan akışının yavaşlaması, enfeksiyon, kanser, bağışıklık problemleri gibi durumlar uzun süre yer çekimsiz ortamda kalma sonucunda ortaya çıkmakta.
Şu anda Krikalyov hala hayatta, çok sağlıklı ve bu uzun görev sonrasında bazı görevlere katıldı, astronot eğitimlerinde görevler aldı. Günümüzde Energia şirketinde görevine devam ediyor. Krikalyov uzaydan döndüğünde artık varolmayan bir ülkenin son vatandaşıydı.
Kaynak: Öğretim Görevlisi Gizem Çoban