Yeni dönemde robotik sistemler tercih değil, zorunluluk olacak

Pandeminin, robotik sistemlerin önemini en net şekilde ortaya koyduğunu belirten Mehmet Ekin, bunun artık rakiplerden ayrışma yöntemi olmasının ötesinde, büyük bir zorunluluk haline geldiğini ve yeni dönemde ayakta kalabilmenin yolunun robotasyondan geçtiğini söylüyor.

Vision Sistemleri Yöneticisi Mustafa Sarı ve Kurucu ortak Mehmet Ekin’in 2019 yılında kurduğu Pi Robotik, birbiri ile koordineli çalışan robotik otomasyon, yapay görme ve endüstriyel IoT departmanlarından oluşuyor. Firma, robotik paletleme/ paketleme, robotik CNC besleme, robotik gazaltı kaynak, boyama, kamera ve vision uygulamaları (kalite kontrol, hassas ölçme, baskı-yüzey inceleme, sayma, sınıflandırma vb.), robotik vision alanlarında faaliyet gösteriyor. 

“2020 yılı vizyonumuz, yurt içi ve yurt dışı müşterilerimiz için erişilebilir, rekabetçi ve kaliteli çözümler sunmak. Ayrıca en az iki patent başvurusu yapmayı, en az iki yüksek teknoloji projesi sunmayı ve yeni istihdamlar oluşturmayı amaçlıyoruz” diyen Ekin, geleceğin teknolojilerini barındıran çözümleri ile hem sektördeki firmalardan ayrıştıklarını hem de müşterilerini geleceğe hazırladıklarını söylüyor. 

Pandemi sonrası dönem ile birlikte robotik sistemlerin tercih olmaktan çıkıp bir zorunluluğa dönüşeceğini ifade eden Ekin, bunu yapamayan firmaların ayakta kalamayabileceğini vurguluyor.

Müşterilerinize hangi alanlarda hizmet veriyorsunuz, diğer firmalardan nasıl ayrışıyorsunuz? 

Geliştirdiğimiz çözüm ve sistemlerin geleneksel robot/PLC otomasyonlarının ötesinde olması, yapay görme, yapay zeka gibi ileri teknolojileri desteklemesi, bağımsız endüstriyel standartlarda olması, Ar-Ge ve UR-GE ağırlıklı firma yapılanmamız, bizi rakiplerimizden ayıran başlıca özelliklerimiz. Robotik vision başlıca odak noktamız olmasına rağmen, tamamen kendi yazılımımız Pirox ile robotik hat sonu paletleme alanında da yüksek teknoloji ile destek sağlamaktayız. 

Sektör deneyimimiz, bizi müşterilerimizin satış sonrası desteğe ihtiyaç duyduğu konusunda yeteri kadar bilgi sahibi yaptı. Bu sebeple Pirox’a eklediğimiz özelliklerle müşterilerimizin uzmanlık gerektirmeyen kolaylıkta sistemde müdahaleler yapmasına olanak tanıdık. Bu uygulama ile birlikte bize ihtiyaçları olduğu her an için 7/24 açık Pi Robotik destek hattını kurduk. Çoğu sözleşmemizde mesafeye bağlı olarak altı saat için saha desteği sunma konusunda garanti veriyoruz.

Teknopark İstanbul firması olmanın katma değerli üretim anlayışınıza ve network’ünüze nasıl bir katkısı var?

Farklı disiplinlerde pek çok teknoloji firması ile aynı ortamı paylaşmak, sürekli teknoloji ve Ar-Ge ile içli dışlı olmanızı sağlıyor. Bu da kolay iş birliği ve sinerji oluşturuyor. Teknopark İstanbul'un sunduğu finansal, ticari destekler, tüm faaliyetlerin başarılı şekilde dökümante edilmesi, denetimlerin disipline bir periyodda gerçekleşmesi gibi avantajlara sahip olması firmalar nezdinde büyük bir güven oluşturuyor. Bunun yanında geniş bir yelpazede sunduğu sosyal imkanlar da motivasyon ve verimlilik noktasında destek veriyor. Ayrıca İstanbul Teknopark ve Teknoloji Transfer Ofisi (TTO), potansiyel yurt içi ve yurt dışı ilişkiler kurma, seminerler ve tanıtımlar düzenleme, bürokratik prosedürler için nitelikli eleman istihdam etme gibi firmalar için zor olabilecek hizmetler de sunuyor. 

Ortaya koyduğunuz ürünler, kurumlar için bir altyapı zorunluluğu gerektiriyor mu?

Çalıştığımız kurum belirli bir altyapıdaysa, sistemimizle muhtemelen uyuşacaktır. Altyapısı olmayanlar ve yeni başlayanlar içinse en ileri teknolojiyi öneriyoruz. İleride karşılaşabilecekleri karanlık fabrika, big data, digital twin gibi konseptlere hazırlıklı olacakları sistemler kuruyoruz.

Bizim yazılımlarımız yeni ileri teknolojileri barındırdığından, müşterilerimize bir anlamda geleceğin teknolojisini sunuyoruz. Bulut tabanlı yapılarımızla; yedekleme, güvenlik, modülerlik, ölçeklenebilirlik, performans, gibi pek çok avantaj sunmuş oluyoruz.

Ürünleriniz sadece yurt içinde mi kullanılıyor? Yurt dışı hedefleriniz neler, neler yaptınız? 

Tüm ürün ve çözümlerimizi global ölçekte kolaylıkla rekabet edebilecek kalitede ve çok uluslu satılacakmışçasına üretiyoruz. 

Yurt dışında şimdilik Avrupa pazarında varız. Bir sonraki hedefimiz Kuzey Amerika pazarına girmek. 

Avrupa’nın önde gelen radyatör üreticisi bir firma için geliştirdiğimiz karanlık fabrika konseptine uygun, hiç insan kullanılmayan tam otonom robotlu paletleme sistemi geliştirdik. Karanlık fabrika (insansız üretim) konseptinde en ufak problemlere karşı bile önlem almış olmalısınız. Robotların kendi aralarında haberleşerek iş dağılımı yapabilmesi, bir şeyler yanlış gittiğinde algılayıp çözüm bulabilmesi gerekir. Biz; palet beslemeden robotlu paletlemeye, ERP haberleşmesinden kameralı barkod okumaya kadar bu çok karmaşık yapıyı büyük bir uyum içinde gerçekleştirdik.

Şu an üzerinde yoğunlaştığınız ne gibi çalışmalarınız var?

Üzerinde yoğunlaştığımız üç temel çalışmamız var: Yeni teknolojilere entegrasyon ve uygulama (derin öğrenme, yapay zeka, otonom sistemler, augmented reality); piyasaya tak-kullan sektörel ürünler sunma ve mevcut projeleri devam ettirme / tamamlama. 

COVID-19'un bir sonucu olarak, robotlu üretime olan talep artmaya başladı. Bu, bizim açımızdan olumlu bir sonuç. Ülkemizin yanı sıra Orta Doğu’daki ülkelerde de robotlu üretimin artacağını öngörüyorum. Salgın esnasında otomasyon seviyesi yüksek olan, robotlu üretim yapan firmalar daha avantajlı konuma geçti. Bunun oluşturduğu farkındalık, robotik üretim sistemlerine dair oluşan talebi, önümüzdeki dönemlerde daha da artıracaktır.

Peki, yeni dünya düzeninde robotik ve otomasyon alanı nereye varacaktır? Baştan şekilleneceğini düşündüğünüz sektörler var mı? 

Pandemi gösterdi ki, robot yatırımları artık işletmelerin olmazsa olmazı. Pandemiden en çok etkilenen firmalar, robot bazlı üretim yapmayanlar oldu. Virüs, robot otomasyonu olmayan ve çalışmaya devam eden firmalar için büyük bir tehdit oluşturdu. Bu sebeple, firmalar artık her türlü krize ve salgına hazırlıklı olmak zorunda. Özellikle küçük işletmeler için robot vazgeçilmez bir yatırım olarak düşünülmeli çünkü sınırlı bir sermaye, insan kaynağı ve üretime sahipler.

Kaynak: Teknopark İstanbul Target dergisi 7.sayısı

Yorum yapın