ABD’nin Uzay Kuvvetleri'ne bağlı olarak yakın zamanda kurulan Uzay Sistemleri Komutanlığı (Space Systems Command / SSC), atmosferde kalıcı olacak yeni nesil “Kızılötesi Füze Uyarı Uydu Programı”nın (OPIR) tasarım ve üretim takviminde herhangi bir sapma olmaksızın, Program’ın 2025'teki ilk lansmanına doğru emin adımlarla ilerlediğini açıkladı.
Konuyla ilgili resmî açıklama, Uzay Vakfı’nın yıllık geleneksel Uzay Sempozyumu’nda, OPIR Programı’nı yöneten SSC’nin Uzay Çalışmaları Geliştirme Bölümü Direatörü Albay Brian Denaro’dan geldi. Denaro, önlerindeki bir sonraki büyük adımın, yıl sonuna kadar tamamlamayı umdukları, bütün bir Program’ın didik didik edilerek eksik ve gediklerinin saptanacağı “Eleştirel Tasarım İncelemesi” (Critical Design Review / CDR) olduğunu belirtti.
Amazon Ormanları’ndan fırlatılan küçük bir füze bile algılanabilecek
Bu açıklama, ABD Uzay Kuvvetleri’nin, mevcut Uzay Tabanlı Kızılötesi Sistem’in (SBIRS) yerini almak üzere tasarlanan yeni OPIR’i duyurmasından bir gün sonra geldi. Gezegenimizin her karışını gözlemek ve olası bir füze tehdidini henüz çok erken aşamada yakalayıp Uzay Kuvvetleri’ne bildirmekle görevli olacak sistemin merkezinde “Blok 0 Jeosenkron Yörünge Uzay Aracı” adlı bir mühendislik harikası yer alıyor. Bu, 5 uydunun birbirine bağlanıp senkronize edilmesiyle bütün dünya yüzeyini tarayacak olan bağlaşık uydular sisteminin ilk üyesi ve şu anda üretim aşamasında bulunmakta. Ekvator çizgisinin kuzeyi ve güneyine doğru uzanan kara ve deniz yüzeylerini, Lockeed Martin’in alt yüklenicilerle birlikte üreteceği 3 uydu tararken, kuzey ve güney kutup bölgelerinin ayrıca, özel olarak taranması ise Northrop Grumman’in üreteceği diğer 2 uyduyla gerçekleştirilecek.
Pentagon böylelikle, yeryüzünde istihbarat unsurları ve diğer izleme mekanizmalarının gözünden bir şekilde kaçabilmiş olsa da karadan, havadan ya da denizden başlatılacak her türlü güdümlü füze saldırısının bu beşli oltaya takılmasını bekliyor. Geçmişte, iklim koşullarından dolayı yığınak yapma ve üslenme anlamında çok da ideal coğrafyalar olarak görülmeyen kutupların, gelişen teknolojilerle birlikte gözlerden ırak birer askerî konuşlanma bölgesine dönüşmesi, her iki buzul diyarının da yeryüzünün diğer bölümleri kadar dikkatle gözlenmesi sonucunu doğurdu.
Temsilciler Meclisi’nden yükselen homurtular
Program’ın dünya yörüngesinde tamamlanıp 5 uydunun senkronize bir şekilde ve tam kapasiteyle çalışmaya başlamasının en az 10-12 yıllık bir çalışma dönemi gerektirdiğini hatırlatan Albay Denaro, “Bu yüzden, hiç acele etmeden, titiz ve sabırlı bir şekilde ilerliyoruz. Tamamlanması biraz uzun sürecek, fakat tamamlandığında da ABD ve müttefiklerinin topraklarını onlarca yıl boyunca başarıyla koruyacak kalıcı bir güvenlik sistemine sahip olacağız” diye konuştu. Aynı yetkili, senkronize edilmiş 5’li uydu sisteminin ilk üyesinin 2025’de yörüngeye fırlatılmasıyla da küresel izleme anlamında ilk somut sonuçların alınmaya başlanacağını vurguladı.
Program’ın bilimsel ve teknolojik ilerleyişinde görünür bir sorun söz konusu olmamakla birlikte, devâsâ ölçekteki bu yeni gözlem platformunun üretim ve fırlatma maliyetine ilişkin olarak Washington’daki politik çevrelerden bazı homurtular yükseliyor. Temsilciler Meclisi Silahlı Hizmetler Komitesi (TMSHK) yetkilileri, geçtiğimiz ay, “OPIR’in üretimi ve işletilmesi için çıkardıkları toplam maliyetin aşırı iyimser olduğunu, önlerine konulan maliyet rakamlarının yakın bir gelecekte kesinkes aşılacağını” söyleyerek Uzay Kuvvetleri Komutanlığı’nı daha gerçekçi bütçe üretmesi konusunda -azarlar bir tonda- uyardı. TMSHK, bununla da kalmayarak, konuya ilişkin hazırladığı raporda, Lockheed Martin ve paydaşları tarafından üretilen ilk uydunun 2025’de planlanan lansmanını da hem takvim, hem de bütçe açısından gerçekçi bulmadığını bildirdi. Ki Temsilciler Meclisi’nin sergilediği olumsuz yaklaşım, aslında bu organ ile Uzay Kuvvetleri arasında çok ciddi bir sürtüşmeye işaret ediyor.
Nitekim, aynı sürtüşme ve fikir ayrılığı, Albay Denaro’nun basın toplantısında da gündeme geldi. Uzay Kuvvetleri yetkilisi, gazetecilerin Temsilciler Meclisi raporunu kendisine hatırlatmaları üzerine, OPIR Programı’nın çevresinde oluşan gergin havayı yumuşatma yönünde bir yaklaşım sergileyerek, politik gözlemcilerin sahaya inip çalışmaları yerinde gördükleri takdirde gidişat açısından kesinlikle iknâ olacaklarına inandığını belirtti.
Denaro, “Sorun, raporu hazırlayanların soyuta, istatistiklere ve geçmişin bazı olumsuz deneyimlerine aşırı bağlı kalmasından kaynaklanıyor. Eğilim analizlerine bakılarak, doğmamış bir çocuğa don biçiliyor. Biz ise üretimin içinde ve teknoloji ekiplerinin her an ensesindeyiz. Program inanç ve coşkuyla ilerliyor. Sorun yok, program belirlenen takvim ve bütçe kapsamında 2025’de ilk lansmanını yapacaktır. Ki bu yılın sonuna kadar tamamlanacak olan, ilgili alandaki en derinlemesine, en ciddi bilimsel raporlama olarak gördüğümüz ‘Eleştirel Tasarım İncelemesi’nin de konunun bütün taraflarına en güncel ve güvenilir verileri sunacağını düşünüyorum” diye konuştu.