Savaş Stratejilerini Etkileyen Faktörler ve Değişen Savaş Stratejileri-1

Tarihin ilk dönemlerinde insanlar avlanmak için çeşitli araçlar kullanıyorlardı, farklı hayvanları avlamak için de farklı yöntem ve stratejiler geliştirmişlerdi. Bu stratejiler insan grupları arasında çatışmalarda da kullanıldı. Ok, yay, taş, basit ve hafif mızrak ve çeşitli tuzaklar arkeolojik çalışmalarda ortaya çıkmıştır.

Tarih boyunca çok uzun bir süre savaşlar göğüs göğüse kılıç, mızrak ve kargı kullanılarak yapılmıştır. Ulaşım ve lojistik için evcilleştirilen atlar, develer ve önemli savaşlarda filler kullanılmıştır. Atların kullanılması savaş arabalarının kullanımını getirmiş, daha sonra savaş arabalarında iki savaşçının bulunması fark oluşturmuş ve kullanan tarafa stratejik üstünlük sağlamıştır. İlk kılıçlar metalürjinin ilk savaş ürünleridir ve bronzdan yapılmaktaydı, Altay Bölgesinde Hunların ataları ilk bronz kılıçları kullanmışlardır.

Nüfusun yeterliliği ve savaşabilecek eğitimli insan gücü en önemli faktör iken, önce dövme demirden daha sonra da kömüre erişim ile demiri çeliğe dönüştürebilmeyi (su verme) keşfetmeleri oldukça önemli bir aşama olmaktaydı. Zaman içerisinde demiri çeliğe dönüştürme tekniğini daha da geliştireceklerdi. Kılıçlar, mızrak uçları, günümüz rulmanlarına benzeyen çelik parçalar, zırhlar zaman içerisinde kullanımı yaygınlaşan çelik uygulama ürünleriydi.

Kılıç adaleti sağlamayı hedefleyen bir araç olarak tanımlanmış ve tanrısal bir gücü de temsil etmeye başlamıştı. Romalılar tarafından kullanılan gladius, Japonlara özgü katana ve Türklere özgü yatağan en bilinen kılıç türleridir. Batılıların kılıçları düz, Türklerin ve Japonların kılıçları ise su verilmiş, hafif ve eğri kılıçlardır, kullanımı kolaydır. Gerek Roma gerekse Çin kılıçları düz formda, çeşitli boylarda ve özelliklerde üretilmiştir. Mızrak ise ahşaptan yapılan, ucu sivri ve hedefe fırlatılarak atılan bir araçtır, avcılıkta kullanılan mızrakların ucuna metal uç takılarak askeri araca dönüştürülmüştür. Kılıç ve mızrak hem piyadeler hem de süvariler tarafından kullanılmaktaydı. Türklerin at üzerinde kılıcı oldukça etkin kullanabildikleri bilinmektedir. Samuraylar da Türkler gibi kılıcı çok ustaca kullanan savaşçılardır. Bizdeki Nizamı Cedid dönemine benzeyen modern orduya geçiş sürecini Japon İmparator Meiji Dönemi’nde (1868-1912) Japon ordusu da yaşamıştı ve modern orduya geçildiğinde bile ateşli silahların yanında Samuray kılıcı ile batılı tarzda kılıçların melezi denebilecek kılıçlar kullanılmıştı. Halen askeri törenlerde subaylar gücün bir imgesi olarak kılıç kuşanırlar. Müslim toplumlar da hutbe kılıç veya mızrak ile verilir.

Savunma amaçlı zırhlar; tolga, yüz ve alın peçeli, enselikli tolga; zırh(içlikli, içliksiz (tek), kolu/kolsuz, etekli eteksiz, tozluklu tozluksuz; kalkanlar (takvalar); ipek kumaşlar, deri zırhlar/kalkanlar; kale duvarlarına yaklaşmak için zırhlı ahşap kuleler kullanılır.

Kale kapısını kırabilmek için kullanılan taşınabilir koçbaşı ile birlikte mancınık ile taş ve gülle fırlatabilmek belki eski dönemlerin en gelişmiş teknolojisi sayılabilir, kale duvarlarını yıkmak ve kaleyi ele geçirmek için kullanıldı. Daha sonra evrimleşen bu silah sistemi barutun da kullanılmasıyla savaş sahasına çelikten yapılan topları getirecektir ve barutun savaşlarda kullanımı ise savaş stratejilerinde yeni bir dönem başlamaktaydı. Güllenin büyüklüğü ve menzili önemli olmaya başlayacaktır. Barutun bulunmasıyla savunma stratejisi; Toprak üstünden/toprak altına, siperlere kaymıştır. Topların karada hareket edebilen türleri, gemilere monte edilebilen türleri stratejiyi bir üst noktaya taşımıştır. Toplarla birlikte ateşli silahlar da gelişmektedir, tabancalar, tüfekler ve makinalı tüfekler karasal savaş meydanlarında ve deniz savaşlarında kullanılmaya başlamıştır.

Savaş her şeyden önce finans gücü gerektirir. Eğer yeteri kadar maddi kaynak, buna bağlı olarak iyi bir organizasyon, yetişmiş çeşitli insan gücü var ise, savaş esnasında ve sonrasında lojistik (yiyecek, içecek, mühimmat vs) tam olarak sağlanabiliyorsa savaşı yönetmek kolaylaşacaktır. Savaşlarda kullanılan savaş stratejileri büyük önem kazanır, yapılan hatalar, yanlış değerlendirmeler sonucu alınan yanlış kararlar, eksiklikler savaşı kaybettirebilir. İstihbarat, karşı istihbarat, dezenformasyon, algı yönetimi ve yönlendirilmesi, analiz (elde edilen bilginin yorumlanması) ve savaş taktikleri savaşın sonucunu belirlemede oldukça etkindir.

Bu dönemlerde ticaret karada ve deniz yoluyla yapılmaktadır, savaşlar da yine karada ve denizde yapılmaktadır ve ticaret yollarını garanti altına almak önemli bir savaş nedenidir. Büyük savaşların temel sebebi ekonomik üstünlük sağlama isteğidir ve savaş sonrası ticaret yollarında önemli değişimler olur. Savaşın değişmez stratejisi; Düşman ile ticaret ve evlilikler kesilmez, her durumda devam eder.

Savaş ve savunma iki ayrı olgu olmakla birlikte birbirleriyle sıkı ilişkisi vardır. Savunma harcamaları genellikle savaş harcamalarının birkaç misli olur. Doğu toplumlarındaki savunma hazırlığı, batı toplumlarındaki savaş hazırlığına göre daha baskındır. Misal; Günümüzde Rus ürünü S-400 hava savunma sistemi ve serisi savunma sistemlerinin batılı karşılıkları daha zayıftır. Doğu toplumlarının savunma amaçlı yakın döğüş teknikleri oldukça dikkat çekicidir, 1955 yılında başlayan ve 20 yıl süren Vietnam savaşında bu teknikler gerilla harbi (daha sonra gayri nizami harp adını alacaktır) olarak kendini göstermiştir ve Amerikan birlikleri ağır kayıplar almıştır. 1979 yılında başlayan ve 10 yıl süren Rus-Afgan savaşında da benzer bir durum vardır ve 1990 yılında SSCB’nin dağılması ile sonuçlanmıştır.
Bir sonraki yazımızda savaş yöntemlerindeki değişimi inceleyeceğiz.

Not: Bu platformdaki ilk yazımda (Tarihte Savaşların Yoğunlaşması) vurguladığım konu tarih boyunca savaşların çoğunlukla Avrupa coğrafyasında görüldüğü idi. Söz konusu yazının yayınlanmasından bir ay sonra Avrupa sınırlarında Rusya Ukrayna çatışmasının olmasını beklemiyordum, ama oldu.

Yazarın Diğer Yazıları

Yorum yapın