Bakan Yardımcısı Sayan: 'Türksat, Türkiye’nin uzaydaki egemenlik haklarını savunuyor'

Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Ömer Fatih Sayan, uydu projelerinin etkilerini gözlemlediklerini belirterek, "Türksat, bizim bu anlamda görevlendirdiğimiz kuruluşumuz. Uzay alanında bu görevi ve uzaydaki egemenlik haklarını da adeta savunmakta. Bu manada biz onlarla birlikte iş birliği imkanlarına bakarken, kendimiz bu tür uydu projelerinde neler yapabilmenin araştırması içerisindeyiz” dedi.

Satcom Vision Digital dijital etkinliği “Salgın Dönemi ve Sonrasında Uydu Sektörü” teması ile gerçekleştirdi. Etkinlikte konuşan Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Ömer Fatih Sayan, uzay faaliyetlerinin daha önce yalnız süper güçler tarafından kimi zaman bir prestij kimi zaman da caydırıcı unsur olarak kullanıldığını anımsatarak artık uzay çalışmalarının ülkelerin ekonomik ve askeri imkanları açısından hayati bir önem taşır hale geldiğini söyledi. Sayan, günümüzde hava savunmasının artık uzay kabiliyetleri ile birlikte ele alındığına işaret ederek, “Atmosferin sınırlarında yüzlerce kilometrelik irtifalara ulaşan kıtalar arası füze sistemleri, uzun menzilli hava savunma silahları, dünyanın her yerinde elektronik karıştırmaya mazur kalmayacak kriptolu iletişim ağları, uzaktan komut ihtiyacı olan insansız hava platformları ve gelecekte yapılması planlanan silahlı uydular uzayı kullanımının önemi her geçen gün artıyor” dedi

Bir ülkenin uzay gücünün, tüm milli güç unsurlarının sahip olduğu uzay yeteneklerinin toplamından oluştuğunu belirten Sayan, uzay teknolojilerinin, yeni iş alanlarının açılmasına ve bu alanlarda yeni personel istihdam edilmesine olanak tanıdığını anlattı. Sayan, uzay alanında sahip olunabilecek ürün ve hizmetlerin ihracının gelişmiş ülkeler ligine geçilmesine de imkan tanıyacağının da altını çizdi.

“5G teknolojisini ihraç eden ülke olacağız”

Sayan, Türkiye’nin 5G teknolojisini sadece kullanan bir ülke olması yerine, 5G teknolojisini tasarlayan, geliştiren, üreten ve ihraç eden bir ülke konumuna ulaşmasını istediklerini söyledi. Mikro uydu denilen projelerin esasında geniş bant internetini uydular aracılığıyla vermeyi sağlayacak bir teknoloji olduğunun altını çizen Sayan, “Şu anda kullandığımız uydular da ağırlıklı olarak yayıncılık ve internet erişimi için kullanılan uydular. Gerek Starlink’in gerek diğer uydu projelerinin etkilerini şu anda gözlemliyoruz. Onlarla iş birliği içerisinde neler yapabiliriz. Türkiye olarak, bu tür daha küçük uydularla daha aşağıdan hizmeti nasıl verebilmenin araştırması içerisindeyiz. Uyduların da bulunduğu uzayda da bizim bir egemenlik sahamız var. Orada pozisyonlarımız var. Türksat, bizim bu anlamda görevlendirdiğimiz kuruluşumuz. Uzay alanında bu görevi ve uzaydaki egemenlik haklarını da adeta savunmakta. Bu manada biz onlarla birlikte iş birliği imkanlarına bakarken, kendimiz bu tür uydu projelerinde neler yapabilmenin araştırması içerisindeyiz” diye konuştu.

Pandemi dijital dönüşümü hızlandırdı

Türksat Genel Müdürü Cenk Şen ise salgının uydu sektörünün öneminin vatandaşlar tarafından daha iyi anlaşılmasına vesile olduğunu söyledi. Şirket olarak salgın döneminde tüm hizmetlerin kesintisiz sağlanması amacıyla gerekli tedbirleri aldıklarını bildiren Şen, şunları söyledi:

Pandemi, hem sosyal hayat hem de dijital dönüşüm noktasında hızla bir değişiklik yaratmaya başladı. Bu dönemde ihtiyaç duyulan bant genişliğinin artması ve karasal altyapının kimi zaman yeterli olmaması, kimi zaman da mantıklı seçenek olmaması nedeniyle uydu sektörü haberleşme altyapısının eşit olarak insanlara ulaştırılması noktasında önemli bir seçenek oldu.

Vaktinde alınan tedbirler salgının etkilerinin en az şekilde hissedilmesini sağladı

Genel Müdür Şen, COVID-19 sürecinin Dünya’daki tüm sektörleri ne kadar etkilediğine dair bir yorum yapmanın bugün için erken olacağının altını çizdi. Tüm sektörlere yönelik etkilerin salgın sonrasında daha iyi ölçülebileceğini ifade eden Şen, devletin gerekli tedbirleri vaktinde alarak Türkiye’de söz konusu etkilerin en az şekilde hissedilmesini sağladığını kaydetti.

Kesintisiz hizmet

Genel Müdür Şen, kurum olarak her zaman “B planı”nı da hazırlayarak hareket ettiklerini açıkladı. Salgın sürecinde uyduların haberleşme hizmetini kesintisiz sağlaması amacıyla personelin büyük gayret gösterdiğini ve bu noktada da uygun ortamı hazırladıklarını ifade etti. Uzaktan çalışma ortamına ve uyduların 7 gün 24 saat hizmet vermesine yönelik tüm çalışmaları yaptıklarını söyleyen Şen, “Pandemi, ihtiyaçların bir anda artabileceğini ve önceden tedbir alınmasının gerekliliğini de ortaya koydu” dedi. Şen, yapılan araştırmalara göre 2020 yılında işlerin yüzde 27’sinin insan müdahalesi olmaksızın yapıldığını belirterek, bu oranın 2025 yılında yüzde 55’in üzerine çıkacağının öngörüldüğünü bildirdi.

Şen: “Uyduların veri kabiliyetleri daha iyi anlaşıldı”

Şen, COVID-19 salgını nedeniyle uyduların veri altyapısının yanı sıra, uzaktan görüntüleme kabiliyetlerinin de ciddi anlamda kullanıldığına dikkat çekerek, özellikle Çin’de bu alanda uyduların yoğun bir şekilde kullanıldığını söyledi. Şen, “Pandemi, dijital dönüşümü Dünya’da hızlandırdı. Uydu tarafında da dönüşümü hızlandırdı. Hatta veri uyduların kabiliyetlerinin daha iyi anlaşılmasına da imkân verdi” diye konuştu.

Yorum yapın