Dijitalleşmenin askerlik mesleği üzerine etkileri ve dijital askerler

TASAM Başkan Yardımcısı Doç.Dr.Fahri Erenel, TASAM yayınlarının "Yeni Dünya Ekonomi Ve Güvenlik Mimarisi" isimli kitabında "Dijitalleşmenin askerlik mesleği üzerine etkileri ve dijital askerler" kaleme aldı.

İnsan askerler, teknoloji desteği ile giderek dijitalleşmektedir. Aynı dijitalleşme, otonom sistemlerde daha da hızlı görülmektedir. Otomasyon ve sensör sistemlerinde, teknolojik gelişmelere bağlı olarak askeri robotik sistemlerin gelişiminde birçok önemli adımlar atılmıştır.

Günümüzde robotlar, bir saldırıya karşı koyma yeteneğine sahip otomatik silah sistemlerinin gelişmiş teknolojileri ile donatılmışlardır. Dijitalleşmenin askerlik mesleğinin bütün boyutlarını etkilediği ve dönüşüme yol açtığı görülmektedir. Bununla birlikte asker halen muharebe sahasının en temel unsuru olma özelliğini sürdürmektedir.

Dijitalleşme teknolojisinin yaşantımızı etkilediği bir süreci bütün boyutları ile yaşıyoruz. Bu sürecin yakın gelecekte bile bizleri nasıl etkileyeceği konusunda yaptığımız tahminler ve öngörüler yetersiz kalabiliyor. Hayal güçlerimiz zorlanıyor. Ancak, her şeye rağmen zorlanan hayal gücümüz inovatif çalışmalara da imza atabiliyor.

Bu hızlı değişimin, her meslekte olduğu gibi dünyanın en eski mesleklerinden olan “Askerlik Mesleği“ ni de kapsamlı bir değişikliğe tabi tuttuğu bir gerçektir. Silahlı Kuvvetlerin bünyesine dâhil olan son teknoloji ürünü sistem, silah ve araçlar sadece savaşma şeklini değil savaş hukukunu, mesleğin etiğini, eğitim şeklini, organizasyon yapısını, görev içeriklerini kısacası askerliğin bütün boyutlarını etkilemektedir.

Askerliğin sadece çatışma boyutunu görerek verilenin bir emek olduğu boyutunu ihmal edenler askerliği bir meslek olarak görmemişlerdir. Dijitalleşmenin bütün hızı ile hüküm sürdüğü günümüzde de bu tutumun sürdüğü, askerlerin, askerliğin dışında toplumların gelişiminde ve ekonomi de oynadıkları rol görmezden gelinmeye devam edilmektedir. Zürcher yazısında askerliğin emek boyutuna dikkat çekmiştir.

“Emeğin tarihini yazanlar askerlerin yaptıkları işleri uzun süre görmezden geldiler. İş, artı değer yaratan bir faaliyet olarak tanımlandığında askerlerin yaptıkları iş üretken olmaktan çok yıkıcı bir faaliyet olarak görülmüştü. Askeri işgücünün özü itibari ile artı değer yaratmak yerine mutlaka yıkıcı olacağı varsayımı en azından iki nedenden dolayı tartışmaya açıktır. Birincisi, askerler dünyanın her yerinde zamanlarını savaş meydanlarından çok kışlalarda geçirirler ve garnizonlarda tarım, inşaat işleri ve yol yapımında ucuz işgücü olarak istihdam edilirler. Askeri işgücü topyekûn kullanılmasaydı, Fransa’dan Çin’e kadar birbirinden uzak birçok ülkede surlar, bentler, kanallar gibi büyük altyapı yatırımlarını inşa etmek asla mümkün olmazdı. Doğal afetler sonrasında da sık sık askerlere iş düşer ki bu durumda onları tıpkı hastabakıcı ya da ambulans şoförü gibi emekçiler olarak görmek gerekir. İkinci ve asıl neden ise Peter Way’in öne sürdüğü gibi savaşın nihai sonucudur, eğer başarılı ise işgal edilen topraklar veya kazanılan iktisadi avantajlar yolu ile devletler ve onların seçkinleri için artı değer yaratılmış olur“.

Burk’ün tespitleriyle orduların son birkaç yüzyılda geçirdiği evreleri özetlemek gerekirse; 18. yüzyılda aristokratik temelli ancak ulusal bir kurum olmayan ordu yapısından bahsetmek mümkündür. Bu yüzyılın sonuna denk gelen Fransa ve Amerika’daki demokratik devrimlerin de etkisiyle kabul gören “yurttaş-asker“ kavramı kitle ordularına (mass army) geçilmesinin önünü açmış ve farklı bir kurumsal yapı ortaya çıkmıştır. Bununla beraber, Soğuk Savaş’ın bitmesiyle kitle ordusu fikri de yerini profesyonel askerliğe ve küçülen yapılara bırakmaya başlamıştır.

Yazının tamamına buradan ulaşabilirsiniz: Dijitalleşmenin askerlik mesleği üzerine etkileri ve dijital askerler 

Kaynak: TASAM / Başkan Yardımcısı Doç.Dr.Fahri Erenel

Yorum yapın