Sisi döneminde Mısır’ın silahlanma ve askeri altyapı yatırımları

2020 yılında “Global Fire Power”ın yaptığı sınıflandırmaya göre askerî güç açısından Mısır ordusu, bir önceki yıla göre üç basamak yükselerek dünyanın en güçlü 9. ordusu olarak gösterilmiştir. Bu yükselişin temel nedenlerine bakıldığında, özellikle Muhammet Mursi’nin darbeyle iktidardan düşürülmesi sonrasında 2014 yılında cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturan Abdul Fettah es-Sisi yönetiminde yapılan silah alımları ve ordunun konvansiyonel kapasitesini geliştirme yönünde yapılan çok boyutlu hamlelerin olduğu görülmektedir.

Silah alımlarının yanı sıra Mısır’ın, İsrail’le yapılan Camp David Anlaşması sonrasında yaşanan eksen değişikliği ile en önemli silah tedarikçisi konumuna gelen Amerika Birleşik Devletleri’ne (ABD) olan bağımlılığını azaltma ve Rusya, Avrupa ülkeleri ve Çin de dâhil olmak üzere askerî tedarikçilerini çeşitlendirme yönündeki politikası, bölgesel dengeleri etkileme potansiyeli taşıyan önemli bir strateji olarak ön plana çıkmaktadır.

Mısır adına altı çizilmesi gereken bir diğer önemli hamle de askerî altyapısı ve üslerini geliştirme yönünde attığı adımlardır. Buna karşın bütün bu yatırımların, Mısır ordusunun kapasitesini arttırmada bütüncül bir etki gösterip göstermediği ve mezkûr sıralamadaki yerini ne kadar hak ettiği veya sıralamanın gerçek durumu yansıtıp yansıtmadığı konusundaki tartışmalar devam etmektedir.

Mısır’da devletin ve ekonominin askerî vesayet altına girmesi, 1952 yılında gerçekleşen Hür Subaylar Darbesi ile başlamıştır. Kral Faruk ve İngilizlerin yönetimden uzaklaştırılmasından sonra Cemal Abdul Nasır, Mısır’ın ilk cumhurbaşkanı olurken ülkede askerlerin kamuda en kritik mevkilere atanmaya başladığı Pan-Arabist- Sosyalist bir rejim tesis edilmiştir. Bu çerçevede Birleşik Arap Cumhuriyeti tecrübesine bakıldığında Pan-Arabizm’den ziyade Mısır milliyetçisi bir yaklaşım, sosyalizm bağlamında ise özellikle Süveyş Krizi öncesi ve sırasındaki gelişmelerin getirdiği bir kırılmadan bahsetmek mümkündür.

Nasır’ın Halefi Enver Sedat ise devlette askerlerin ağırlığını azaltmaya çalışmış ancak Hüsnü Mübarek döneminde bu eğilimin tersi bir pozisyon benimsenmiştir. Bu doğrultuda askerlerin ekonomik teşebbüsler kurmalarına izin verilerek ülke ekonomisi içerisindeki hâkimiyeti ve bununla birlikte devlet idaresinde de yüksek makamlara atanmaları suretiyle vesayet sistemi inşa edilerek ordunun devlet üzerindeki etkisi oldukça artırılmıştır.2 2008 yılında, Kahire’deki ABD Büyükelçiliğine atfedilen yorumda Mısır ordusu “yarı ticari bir ticari kurum” olarak tanımlanmış ve esasında ordunun ülkedeki durumu özetlenmiştir.

Mısır ordusu; yakıt teşvikleri, kazanç getiren gayrimenkuller üzerinde kontrol, devlet ihalelerinde öncelik ve hukuki sınırları aşan bir şekilde petrokimyadan turizme kadar birçok sektör üzerinde denetim yapma gibi özel izinlere sahiptir

Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz: Sisi döneminde Mısır’ın silahlanma ve askeri altyapı yatırımları

Yorum yapın