Suudi Arabistan, ülke içi helikopter trafiğini bütünüyle Airbus’a emanet etti

Avrupa’nın küresel havacılıktaki lider markası Airbus ve Suudi Arabistan Krallığı’nın yakın zamanda devlet eliyle kurulup faaliyete geçen elit taşımacılık şirketi THC (The Helicopter Company), ülke içinde karayoluyla ulaşımın çok zor ya da imkânsız olduğu bölgelere yönelik hava ulaşım ağını uyumlu bir işbirliğiyle adım adım genişletirken, Krallık topraklarında insanlı ve insansız hava araçlarının oluşturacağı yeni hava trafik düzenini kurup kamuoyuna tanıtacak bir program için de anlaştı.

İki şirket, 8 Mart günü bu konuda bir sözleşme imzalayarak kamuoyunu bilgilendirdi.

Suudi Arabistan yönetimi, “Suudi 2030 Vizyonu” adını verdiği bir paket program çerçevesinde, bir süreden bu yana ülke tarihi açısından reform sayılabilecek adımlar atıyor. Bu adımların tümünün ardında, ülkedeki petrol rezervlerinin önümüzdeki kırk yıl içinde bitecek oluşu gerçeği yatmakta...

Süreci başlatan kişi ise Veliaht Prens Salman oldu. Ülkenin bundan en fazla kırk yıl sonra, petrol rezervlerinin bitmesiyle birlikte büyük bir ekonomik darboğaza gireceğini öngören Salman ve ekibi, Sina Yarımadası’nda ekonomiye kazandırılabilecek ne kadar altyapı ve üstyapı değeri var ise bunların hepsinin işleneceği hummalı bir süreç başlattı. Tarihi boyunca, Hac farizası dışında hemen hiçbir turizm faaliyetine (çoğunlukla dinsel kural ve sınırlamalar nedeniyle) yüz vermeyen Suud Krallığı’nın, Cidde’den Mekke’ye uzanan havzayı bir tür “kutsal bölge” olarak ayırıp, geleneksel şeriat yasaklarını bu bölgede aynen sürdürürken, ülkenin geriye kalan bölgelerinde, özellikle de Doğu kıyılarında ve daha içlerdeki el değmemiş çöllerde ise yepyeni turizm tesisleri, ekstrem sporlar için aktivite alanları kuracağı duyuruldu. Bu arada, Riyad yönetimi, yine bugüne kadar önemsemediği ikincil değere sahip yeraltı zenginliklerinin arama-tarama ve çıkartılma işlemleri için de Doğu bölgesinde metalurji tesisleri kurmaya başladı.

Bütün bunlar, “kara altın” petrolün bittiği günler geldiğinde, ülkeyi kaynaksız ve gelirsiz bırakmamak için... Ki ülke topraklarının atıl durumdaki bölümlerinin kentleşme gerçekleşen bölgelere oranına bakıldığında, bunun ne denli gecikmiş bir karar olduğu da açıkça ortaya çıkıyor.

Amaç, ülkede ayak basılmadık yer bırakmamak

THC, 2030 Vizyonu’nu oluşturan projelerin önemli bir tanesini gerçekleştirmek üzere oluşturuldu. Şirketin genel amacı, ülkede ayak basılamayan yer bırakmamak. Özeldeki amaçlar ise Yarımada’nın tekerlekli araçların ulaşamadığı ücrâ köşelerinde acil bir sağlık sorunu yaşandığında, hastaları tıbbî merkezlere hızla nakledebilmek, yanı sıra da üst segmentten turistleri deniz ya da karayoluyla ulaşılamayacak kadar zorlu bölgelerde sıradışı gezilere çıkarmak ve onlara ekstrem sporların keyfini tattırmak. Bu noktalara ulaşım için ultra konforlu helikopterler kullanan şirket, araç filosunu ise Airbus Helikopter Grubu ile yaptığı anlaşmalar üzerinden tedarik etmeye başladı.

Pek yakında, insanlı uçakların yanı sıra insansız ve elektrikli hava araçları da kullanmaya başlayacak olan Suudi Arabistan’da, böylelikle profesyonelce yönetilmesi gereken bir UAM (kentsel hava hareketliliği / urban air mobility) gereksinimi doğuyor ve bunun da verimli, sorunsuz bir şekilde işleyen ekosisteminin kurulması gerekiyor.

Suudi makamları, yalnızca araçların tedariki değil, o ekosistemin kurulup yönetilmesi aşamasında da Avrupa havacılığının lider markası Airbus’un teknoloji ve tecrübelerine başvurdu.

Şirket, iş insanlarını, hastaları, sporcuları, yerli ve yabancı turistleri ülkenin en ücrâ köşelerine yüksek hizmet standartları eşliğinde götürüp getirebilmek için, Airbus Helikopter Grubu’ndan şimdiye kadar 10 adet H125, 20 adet beş kanatlı H145 ve 6 adet ACH160 helikopteri olmak üzere, içleri özel tasarımlanıp döşenmiş 36 adet hava aracı satın aldı.

Geçtiğimiz günlerde imzalanan anlaşmanın bir maddesi de THC'nin filosundaki Airbus helikopterlerinin uçuş operasyonlarının karbonsuzlaştırılmasını öngörüyor. Buna göre, geleneksel helikopterlerde sürdürülebilir havacılık yakıtlarına geçilecek, yanı sıra diğer maddeler uyarınca Airbus ülkedeki kentsel hava hareketliliği hizmetlerini kurup işletecek, Suudî personele de bu sistemin işletimi konusunda gerekli eğitimler verilecek.

Şirket ve Suudi Krallığı’nın havacılık düzenleme otoriteleri arasında karara bağlanan bu işbirliğiyle, üretilen nihai çözümlerin âcil sağlık hizmetleri, eko turizm, özel ve ticarî havacılık gibi çeşitli misyon segmentlerine güvenli bir şekilde uygulanması sağlanacak.

“Bu çevreci programda öğrendiklerimiz, dünyanın diğer ülkelerine de örnek teşkil edecek”

Anlaşma nedeniyle bir açıklama yapan THC CEO’su kaptan Arnaud Martinez, karşılıklı olarak attıkları imzaların, Suudi Arabistan topraklarında daha temiz helikopterler ve ileri uçuş teknolojilerinin tanıtılması, yanı sıra bunların verimli bir şekilde işletilmesine yönelik çok önemli bir hamle olduğunu belirterek, “Yakın mesafe ulaşım pazarındaki karbondioksit emisyonlarının azaltılmasına katkıda bulunmak üzere sektör devi Airbus ile böyle bir işbirliğine girmekten dolayı mutluluk duyuyoruz” diye konuştu.

Benzer bir açıklama, Airbus Helicopters CEO'su Bruno Even tarafından da yapıldı. Müşterilerinin misyonlarının karbondan bütünüyle arındırılması yönündeki çevreci çabalarını THC ailesiyle yapacakları işbirliğinde çok ötelere taşıma fırsatı bulacaklarını belirten Even, “Bu seçkin Suudi şirketi, Airbus’un dünyadaki en büyük ortaklarından biridir. Onlarla yaptığımız anlaşma, dünya çapındaki diğer sürdürülebilir hava taşımacılığı araştırmalarına da önemli katkılar sağlayacak. Bu deneyimden öğrendiklerimiz, başka ülkelerdeki karbonsuzlaştırma çalışmalarına da öncülük edecek” dedi.

Kamu Yatırım Fonu (PIF) tarafından kurulan THC, Suudi Arabistan Krallığı'nda ticarî uçuş yapmak için lisans alan ilk ve tek helikopter hizmetleri sağlayıcısı.

Airbus ise 2014'ten bu yana, elektrik tahrikinin yeni tür hava araçlarının geliştirilmesine nasıl yardımcı olabileceğini araştırıyor. Şirket, Eylül 2021'de, bütünüyle elektrikli eVTOL City Airbus-Next Generation Airbus prototipini tanıttı.

eVTOL prototipi, sadece kentsel alanlar ve biraz daha ötesinde yeni bir ulaşım hizmeti sunmak için değil, aynı zamanda şirketin havacılıktaki zararlı emisyonları ürün yelpazesinin her kaleminde azaltma arayışında önemli bir adım olarak, dikkate değer bir kentsel hava hareketliliği çözümü sunuyor.

Bu haberi diğer dillerde de okuyabilirsiniz

Yorum yapın