19. yüzyıl Osmanlı silah teknolojisi ve savunma sanayii

Osmanlı yöneticilerinin bilhassa XIX. yüzyılın ikinci yarısından sonra Avrupa ve Amerika’da ortaya çıkan yeni silah teknolojisini ne oranda takip ettiğini, tercih edilen silah ve mühimmatı yurt içinde imal etmeye dönük olarak yeni üretim metotlarını ne kadar uygulayabildiğini Dr. Fatih Tetik kaleme aldı.

Bir siyasî organizasyonun savunma sanayii alanında gösterdiği başarı, devletin ontolojik olarak varlığını ilgilendireceğinden bu alana yapılan yatırım hayati derecede önemlidir. İdareciler, silahlı kuvvetlerin donatımı ve bunun yerli imkanlarla karşılanması için ülke kaynaklarının büyük bölümünü bu alana tahsis ederler. Yeterli teknik eleman ile sermaye ve nitelikli işgücü, kararlı yöneticilerle buluştuğunda silah ve mühimmatın yerli ve millî imkanlarla tedarik edilmesi kolaylaşırken, bileşenlerden bir ya da birkaçının yokluğu teknolojik bağımlılık yaratır ve bu durum siyasî ve ekonomik alana da sıçrayarak yöneticilerin hareket kabiliyetini sınırlar ya da yok eder.

Bu kısa yazı, Osmanlı yöneticilerinin bilhassa XIX. yüzyılın ikinci yarısından sonra Avrupa ve Amerika’da ortaya çıkan yeni silah teknolojisini ne oranda takip ettiğini, tercih edilen silah ve mühimmatı yurt içinde imal etmeye dönük olarak yeni üretim metotlarını ne kadar uygulayabildiğini ve bunun sonucunda hangi seviyede bir başarının yakalandığını izaha çalacaktır.

Güncel Teknik İstihbarat Nasıl Sağlandı?

Osmanlı silahlı kuvvetlerinin donatımındaki etkinlik ve caydırıcılık Amerika ve Kıta Avrupa’sında ortaya çıkan yeni silah teknolojisinin takibine bağlıydı. Osmanlı siyasî ve askerî yöneticileri hem İngiltere, Amerika, Almanya ve Fransa gibi teknoloji merkezlerindeki yeni teknik silah, mühimmat ve diğer askerî gelişmeleri öğrenmek, hem orduyu son teknoloji silahlarla donatmak, hem de gelişmiş bir savunma sanayii altyapısı kurabilmek için teknoloji öncüsü bu ülkeleri yakından izledi. XIX. yüzyılın ilk çeyreğinden itibaren baş döndürücü hızla ilerleyen bu askerî gelişmelerin takibini ise istihbarat ağını yeni baştan düzenleyerek gerçekleştirdi. Berlin, Londra, Paris, Washington ve Roma’da bulunan sefir ve ataşeler takip mekanizmasının en etkili unsuru oldular. Bulundukları ülkenin silahlı kuvvetlerinin son durumunu ve geleceği dönük planlarını açık ve gizli kaynaklardan önceden haber alıp merkezî birimlere iletmek sefir ve ataşelerin asli vazifelerindendi.

Yazının tamamına buradan ulaşabilirsiniz: XIX. Yüzyıl Osmanlı silah teknolojisi ve savunma sanayii

Yorum yapın