Alman planör mucidi Otto Lilienthal

Alman makine mühendisi Otto Lilienthal, havacılık alanında öncü çalışmalarıyla tanınan bir mucit olup günümüzdeki uçakların yapımının fikir babası olarak kabul edilir. Planör uçuşunu başarılı olarak tamamlayan ilk insan olarak tarihe geçmiştir. Lilienthal, özellikle kuşların uçuşunu doğru bir şekilde tanımlamak için araştırmalar yapmıştır. Kuşların uçuşu üzerine yazdığı “Der Vogelflug als Grundlage der Fliegekunst” (Havacılığın Temeli Olarak Kuş Uçuşu (1889)) adlı kitap ve uçan makineler hakkındaki makaleleri havacılık alanındaki temel çalışmalar olarak tanınmıştır. Bilindiği üzere Wright kardeşler de Otto Lilienthal’in notlarından yararlanmışlar ve havacılık alanında en ciddi eserin Otto tarafından yazıldığını belirtmişlerdir.

Otto Lilienthal, 23 Mayıs 1848’de Almanya’nın Pomeranya (Güney Baltık kıyılarında; Polonya’nın batısını ve Almanya’nın doğusunu kapsayan alana verilen isim) bölgesinin Anklam şehrinde doğdu. 1856-64 yılları arasında Anklam’daki liseye gitti. Matematik öğretmeni ünlü Gustav Spörer (önemli bir Alman astronom) idi. Burada kuşlar hakkında detaylı bilgiler edindi. 1864-66 yıllarında ise Potsdam’daki bölgesel teknik okula gitti. 1866-67 arasında ise Berlin’deki Schwartzkopff Company’de uygulamalı Makine Mühendisliği eğitimi gördü. Devamında üniversite eğitimi için bugün Berlin Üniversitesi olarak bilinen Berlin Kraliyet Teknik Akademisine gitti ve Makine Mühendisliği derecesi ile mezun oldu (1867-70). 1870-71 yıllarında yaşanan Paris Kuşatması sırasında Fransa-Prusya Savaşı’nda gönüllü muhafız piyadesi olarak bir yıllık askerlik hizmeti yaptı.

Otto Lilienthal, Berlin’de okurken insan uçuşuyla ilgili ilk deneylerine başlamıştı. Kardeşi Gustav ile birlikte 1867’de ilk tahta planörünü yaptı. Bu model başarısız oldu ancak kanatlı araçlar üretmeye devam etti. Kuş kanatlarının yapısı ve kuş uçuşunun aerodinamiği konusundaki çalışmasında ısrar etti. Okul zamanlarında dahi kendisinden bir yaş küçük olan kardeşi Gustav ile, uçmak amacıyla kullanılabilecek nesneler üzerine, deneyler yapıyordu. Fakat deriden yapılmış ilk hava araçlarında başarı sağlayamadı. Bu iki kardeş hayatları boyunca teknik, sosyal ve kültürel projelerde birlikte çalıştılar. Otto Lilienthal, 1870’lerin sonlarında bir hava akımında kanatlar üzerinde çalışan kuvvetler üzerine çalışmalar yapmaya başladı. Otto 1871’den 1883’e kadar Berlin’de mühendis olarak çalıştı ve kişisel zamanını havacılık araştırmalarına adadı. Kanat çırpan uçak modelleri ve kanatlı planörler üzerine deneyler yaptı.

11 Haziran 1878’de Lilienthal, bir madencinin kızı olan Agnes Fischer ile evlendi. Müzik onları bir araya getirmişti. Evlendikten sonra Berlin’de ikamet ettiler ve dört çocukları oldu. 1883 yılında Berlin’de kazanlar ve buhar motorları üzerine kendi makine mühendisliği şirketini kurdu. Şirketindeki işçiler için %25’lik bir kâr paylaşım planını sundu. Havacılıkla ilgili çalışmalarına hep devam etti. İnsanlı uçan makinelerle deneylerine başladı. Bu deneyler ancak 1891’de, Otto Lilienthal 40 yaşına geldiğinde başarıya ulaştı. Ünlü mucit yıllar süren teorik çalışmalardan sonra 1891’de artık uçuşa hazırdı ve böylece Otto Lilienthal uçuş rüyasını gerçekleştiren ilk insan oldu.

Otto Lilienthal, uçabilecek bir uçağın havayla temas halinde olan sabit bir kanadı olması gerektiğini gösterdi. Planörler, dengeli bir uçuş sağlamak için ağırlığı olabildiğince eşit dağıtacak şekilde dikkatlice tasarlandı. Bu tarihten ancak 70 yıl sonra insanlar ilk uzay uçuşunu gerçekleştirdi. Otto Lilienthal, kardeşi Gustav ile birlikte çalışarak en az 16 farklı planör modeliyle yaklaşık 2.000 uçuş gerçekleştirdi. Uçuş konusunda öncü olan mucit, bu süre içerisinde uçağını giderek daha iyi duruma getirdi. Buna rağmen en uzak uçuşu 80 metreyi geçemedi.

Otto Lilienthal’ın uçuşları için uygun bir tepeye ihtiyacı vardı. 1894’de uğraşlarıyla kendi tepesini oluşturarak Berlin’deki eski bir tuğla fabrikasını uçuş tepesi haline getirdi. Bu uçuş tepesi hala Berlin’in Steglitz-Zehlendorf bölgesinde bulunmaktadır. Bu tepe, pilotun binlerce uçuşu için hareket noktası olmuştu. Yeni şeyler denemeyi seven Otto Lilienthal, planörlerin dışında iki adet çift kanatlı uçak da geliştirdi. Bu uçakların kanat genişliği 5,5 ile 7 metre arasında ve taşıyıcı kanat büyüklüğü ise 25 metrekareydi. 1894’te Otto Lilienthal, en başarılı tasarımı olan “Normal-Segelapparat” yani “Standart Yükselen Aparatı” gerçekleştirdi. İngiltere, İrlanda, Rusya, Fransa, Arjantin ve ABD dahil olmak üzere dünyanın dört bir yanındaki ülkelerde bireyler için zanaatı yeniden oluşturdu.

Bilimsel yaklaşımı, daha fazla havacılık çalışması için zemin hazırlamaya ve genel olarak havacılıkta bilimsel alanın kurulmasına yardımcı oldu. Dünyanın dört bir yanından birçok bilim adamı ve havacılık meraklısı, yaşamının son yirmi yılı boyunca onu ziyaret etti ve ona danıştılar. Ondan fikirler aldılar. Tabiri caizse tam bir havacılık duayeni oldu.

9 Ağustos 1896’daki bir uçuşunda, planörünün Almanya’da Rhinow yakınlarında bulunan Stölln’de yaklaşık 15 m yükseklikten düşerek yere çakılması sonucu omurgasını kırdı. Ünlü mucit, kazadan bir gün sonra Berlin’deki Üniversite Hastanesi’nde öldü. Son sözleri “Kleine Opfer müssen gebracht werden!” (Küçük fedakarlıklar yapılmalı) oldu. Naaşı, Lankwitz halk mezarlığına özel olarak hazırlanan bir kabre defnedildi.

Bu abide şahsiyetin anısına, 1991 yılında Almanya’nın Mecklenburg-Vorpommern eyaletinde bulunan Anklam şehrinde Otto Lilienthal Müzesi kuruldu. Bu müze, Otto Lilienthal’ın mirasının tümünü online olarak yayınlıyor. Anklam’daki müzenin sergisinde yer alan fotoğraflara, çizimlere, mektuplara ve mucidin patentlerine internetten ulaşılabilir. Bunların içerisinde 1894’te üretilen ve dünyadaki ilk uçak olma özelliğini taşıyan motorsuz uçuş aracı da bulunuyor. Kariyeri boyunca 25 patente sahip oldu. Bu 25 patentinden sadece dördünün konusu uçan makinelerdi. Patentlerin çoğu onun bir makine mühendisi olarak yaptığı çalışmalarıyla ilgilidir ve bazıları (oyunlar, oyuncak yapı taşları) kardeşi Gustav Lilienthal’in icatlarıdır ancak Otto adına patentlidir. Teknik, sosyal ve kültürel projelerde öncü olduğu kadar, bir uçuş öncüsü olarak hayatı ve başarıları büyük önem taşımaktadır.

Sonuç olarak; havacılığın bugünlere gelmesinde çok büyük emeği olan Otto Lilienthal, havacılığın mümtaz şahsiyetleri arasında yerini almış ve insanlığa ölümsüz eserler bırakmıştır. Havacılık konusunda çalışanlar onu unutmayacaklardır. İsmi hep yaşayacaktır.

Kaynak: Haber.aero / TUSAŞ Genel Müdür Yardımcısı Fahrettin Öztürk

Yorum yapın