Andasis Genel Müdürü Tekçe: Yabancı altyapıyı, yerlisi ile değiştirme hedefindeyiz

İletişim ve haberleşme alanında kısa sürede ortaya koydukları başarının arkasında yerli üretime duydukları güven anlayışının yattığını belirten Ferdi Tekçe, teknolojik bakımdan her türlü altyapı ihtiyacına cevap verebilecek durumda olduklarını söylüyor.

Haberleşme alanında uluslararası standartlarda tasarımlar gerçekleştiren Teknopark İstanbul firmalarından Andasis, yüzde 90 oranında yabancı sermayenin hakim olduğu sektörde haberleşme ve iletişim altyapısının tamamıyla yerli ve milli cihazlarla kurulması hedefiyle hareket ediyor.

Bu noktada yabancı algısını kırmaya çalışmanın da mücadele alanlarından biri olduğunu ifade eden Andasis Genel Müdürü Ferdi Tekçe, firmanın çalışmalarını, yerlileştirme hedeflerini ve bundan sonraki süreç ile alakalı beklenti ve öngörülerini dergimiz Target’a değerlendirdi.

Andasis olarak Teknopark İstanbul içerisinde ne gibi çalışmalar gerçekleştiriyorsunuz? Pandemi, konumlanma sürecinizi nasıl evriltti? 

Andasis Elektronik 2016 yılında kuruldu ancak buradaki ekibin birbiri ile çalışma geçmişi 10-15 yıl kadar eskiye uzanıyor. Şu anda da ağ altyapı cihazları sektöründeki küresel devlerle rekabet edebilen donanım, yazılım ve mekanik tasarımları tamamen firma bünyesinde geliştiriyor ve üretiyoruz. Şu ana dek hayata geçirdiğimiz 65 civarı ürün ve sistem bulunuyor. 25 tanesi de geliştirilme aşamasında.

Kısa sürede yakaladığımız bu başarıyı, sektördeki eksiklikleri net analiz edebilmemize ve haberleşme alanı dikeyinde sahip olduğumuz ileri düzey tasarım uzmanlığı sayesinde hızlı aksiyon alabilmemize borçluyuz.

Pandemi döneminde ortaya koyduğunuz çalışmalar neler oldu? Yeni yol haritanız nedir? 

Her alanda güvenli ve hızlı anlık veri trafik ihtiyacı bu dönemde daha da hissedildi. Bir diğer nokta da Andasis olarak daha çok odaklandığımız iletişim ve haberleşme altyapılarının tamamen yerli ve milli cihazlarla kurulması. Bu elzem alanda birçok ülke, küresel dev firmalara bağımlı. Devletimiz başta olmak üzere son yıllarda yapılan yerlileştirme çalışmaları ve teşvikleri meyvelerini verse de yabancı algısı ile mücadele etmeye çalışıyoruz.

Yüzde 90 oranında var olan yabancı yatırımlar ve markalar, bu algının önünde bir zorluk teşkil etse de bu durumu ülkemiz için tersine çevirmek amacıyla çıktığımız yolda, tamamen ülkemizde tasarlayıp ürettiğimiz yeni nesil ağ altyapı cihazlarıyla, teknolojik bakımdan kamu ve özel sektörde neredeyse bütün ağ altyapı ihtiyaçlarını karşılayabilecek duruma geldik. Üretim kapasitesi ve pazar hacimleri açısından da benzer seviyelere gelmek için insan kaynağı ve üretim yatırımlarımız devam ediyor.

Yurt dışında da benzer konularla alakalı temaslarımız var ancak öncelikle iç pazarda yüzde 100’e yakın olan ithalat oranını düşürmeyi hedefliyoruz. Buradaki varlığımızı güçlendirdikten sonra globalde varlık göstermek istiyoruz.

Pandemide Teknopark İstanbul firması olmak network’ünüze ve çalışmalarınıza nasıl yansıdı? 

Teknopark İstanbul firmaları da dünyada olduğu gibi ülkelerinin faaliyetlerini desteklemek üzere teknolojik yetkinliklerini ve kabiliyetlerini birleştirdi ve tek amaçta kenetlenerek süreci her açıdan başarıyla yürüttü. Mevcut durumda Teknopark İstanbul tarafından alınan önlemler, vergi ve teşvik uygulamalarında döneme özel sağlanan esneklikler ve finansal destekler sayesinde tasarım ve üretim faaliyetlerimize optimum verim düzeyinde devam ediyoruz.

Türkiye’de teknolojik dönüşümün en önemli sorunlarından biri altyapı. Bu altyapının oluşması noktasında sektöre nasıl bir değer katıyorsunuz? 

Haberleşme altyapısında kullanılmak üzere tasarladığımız cihazlarla hem muadillerine göre uygun maddi yükle hem de hızlı saha desteğimiz sayesinde sağladığımız minimum zaman kaybıyla bu dönüşümü gerçekleştirmek noktasında firmalarımıza ciddi bir avantaj sağlıyoruz. Ayrıca altyapılarda kullanılacak cihazlar ve mimari özelinde sistem çözümleri sağlayarak da sektörde önemli bir eksiği kapatıyoruz.

Türkiye’nin bu noktada geleceğe ne kadar hazır olduğunu düşünüyorsunuz? Pandemi dönemindeki dijitale hızlı adaptasyon süreci umut verici mi? 

Firmaların tüm sektörlerde adaptasyon yeteneğinin çok güçlü olduğunu düşünüyorum. Yakın zamanda yeni normale çok hızlı adaptasyon sağladığımızı ve farklı dinamiklerle ekonomik anlamda çok hızlı toparlanma yaşadığımızı hep birlikte izledik. Dijital dönüşüm konusunda da birçok firmanın herhangi bir direnç göstermeden hızlı bir dönüşüme gittiği ve yaşanan fayda doğrultusunda kademeli dönüşümleri hızlandırdığını izliyoruz. Buradaki ivme artarak devam edecektir.

Askeri alanda elde ettiğiniz tecrübe ve başarıyı hizmet verdiğiniz diğer sektörlere nasıl yansıtıyorsunuz? 

Mevcut durumda savunma sanayii ve telekomünikasyon sektörü için geliştirdiğimiz haberleşme cihazları, çevresel ve elektriksel dayanım gereksinimleri hariç çok benzer niteliklere sahip. Bu nedenle tasarımın birçok noktası ortak yürütülebiliyor. Ancak ticari tarafta teknolojiyi üretebilmek tek başına yeterli değil; maliyet, kullanıcı deneyimi ve müşteri memnuniyeti gibi birçok parametrede optimizasyon sağlama gerekliliği var. Bu konuda ticarileştirmeyi başarabildiğimiz çok sayıda farklı ürün grubumuz rafta mevcut. Askeri taraftaki tasarım çalışmalarımızı modüler yapıda ticarileşebilecek şekilde yapmaya özen gösteriyoruz.

Dijital dönüşümün kaçınılmaz olduğu yeni süreçte, firmalara ne gibi tavsiyeleriniz olur? 

Rekabet edebilmek için sektörün doğru analizini yapmak ve gereken alanlarda optimum maliyetle dijital dönüşümü planlamak gerekiyor. Bu noktada sektörlerin farklı dinamikleri var ve genel tavsiye vermek bence  çok doğru değil. Ancak sektör özelinde biraz daha spesifik bir farkındalık oluşturmak amacıyla bütün firmalar için çok önemli olan verilerin tamamının haberleşme altyapı cihazları üzerinden sağlandığının ve burada her an trafik dinlenme, kesilme ve müdahale edilme hassasiyetlerini barındırdığının bilincinde olmamız gerekiyor. Dijital dönüşüm yaparken verilerin güvenliğini de sağlayacak şekilde sistem kurmak ve bu değerli verileri mümkün olduğunca yabancı firmalara emanet etmemek gerekiyor.

Kaynak: Teknopark İstanbul'un Target dergisi, 8.sayısı

Yorum yapın