Emekli Korgeneral Alpaslan Erdoğan, savunma sanayiinde offsetin önemini anlattı

STM ThinkTech Koordinatörü Emekli Korgeneral Alpaslan Erdoğan, Defensehere.com'a verdiği röportajda, savunma sanayiinde offsetin önemini anlattı.

İngilizce bir kavram olan “Offset”in, Türkçe karşılığı telafi etmek, dengelemek, denkleştirmek anlamına geliyor. Offset, ticari ilişkiler alanında ise karşılıklı telafi edici ticaret anlamı taşıyor.

Emekli Korgeneral Alpaslan Erdoğan, avunma sanayiinde offset konusunda şunları söyledi:

“Offset aslında savunma sanayi ürünleri ithal eden bütün ülkelerin hemen hemen uygulamakta oldukları bir olgu.

Kısaca offset nedir?, ben sizden bir şeyler alıyorsam benden bir şeyler almanız gerekir anlamına gelir. Halk arasında anlaşılabilecek tanımı bu.

Örnek verecek olursak ben İngiltere’den, ABD’den veya Almanya’dan bir milyar dolarlık bir savunma sanayi ürünü alıyorsam bunun yaklaşık offset oranı yüzde 50 ise 500 milyon dolar civarında bir değerde de benim o ülkeye bir şeyler ihraç etmem gerekir diye anlaşılır.

Bunda da doğrudan offset ya da endirekt offset diye ikiye ayrılan bir husus var.

Doğrudan offset, doğrudan doğruya savunma sanayi ürünlerinin ihracı anlamına gelen bir şeydir.
Bu, 1990’lardan itibaren savunma sanayi projelerinde uyguladığımız ve Türk savunma sanayinin geliştirilmesinde ve ihracatının artırılmasında önemli bir yer tutan bir uygulamadır offset uygulamaları.

Özellikle Savunma Sanayi Başkanlığı’nın yürütmüş olduğu projelerde offset uygulamaları önemli bir tuttu.
Offset uygulamalarının projeler arasında diyelim ki bir projede ihaleye çıktınız, ihaleye giren ürünler arasında, firmalar arasında seçiciliği de olan bir husustur.

‘K’ formülü diye SSB’nın uygulamış olduğu bir husus var. Herhangi bir proje seçileceği zaman ‘K’ formülü diye bir maliyet etkinliği formülü var, bunun içerisinde de yaklaşık yüzde 40 civarında sanayi katılımı ve offset veya daha sonraki yıllarda evrilerek, yerli katkı ve offset diye bir husus öne çıktı.

Burada offseti fazla olan yani bizden bir şeyleri fazla almak isteyen veyahut da yerli bir firma katılıyorsa bunda sanayi katılımı veya diğer firmaların katımının öne çıktığı bir uygulama.

Başlangıçta 90’lı yıllarda hatta 2000’li yıllara kadar offset uygulaması çok önemli yer tuttu savunma sanayii projelerinde.

Neden önemli bir yer tuttu, diyelim ki siz 50 adet helikopter alıyorsunuz, herhangi bir firmadan X firmasından, bunun karşılığında bir ofset istiyorsunuz, ben de bir şeyler ihraç etmek istiyorum diyorsunuz; eğer o ülkeye satılabilecek, bir ürünününüz var ise o offset karşılığında o ürünlerinizi satıyorsunuz, yoksa diyelim ki o offsetin paraya tekabül eden bir kısmı var, bu kapsamda da onun karşılığında siz endirekt olarak Türkiye’de; diyelim ki bakım tesisi yaptırabiliyorsunuz eğitim tesisi yaptırabiliyorsunuz veya çoğu zaman yerine getirilemeyen offset yükümlülüklerinden dolayı da bunun nakde çevrilip Türk firmalarına, tedarik kurumlarına ödenmesi konusu gündeme geliyor idi. Ancak Türk savunma sanayisinin başlangıçta hazır alım projelerinde bu çok fazla yer tuttu, daha sonra ortak üretimlerde de böyle uygulamalara gidildi ve ancak daha sonraki yıllar, 2010’lu yıllardan sonra dışarıdan fazla ithal etmeyip de kendi özgün projelerimize geçildiğinde de bu defa sanayi katılımı, yani diyelim ki siz bir X firmasısınız diyelim ki ASALSAN’sınız, HAVELSAN’sınız bir projeyi aldınız buradan diğer KOBİ’lere, küçük firmalara katılım payı vermek zorundasınız. Bu da daha sonradan Türk savunma sanayisinde savunma sanayinin gelişmesinde önemli yer tutan ekosistem uygulamalardan birisi oldu.

Örneğin diyelim ki siz F-16 alıyorsunuz, hatta Skorsky helikopteri alıyorsunuz Skorsky helikopterinin karşılığında siz de oraya bir şeyler ihraç etmek durumunda kalıyorsunuz.

Örneğin ATAK helikopteri aldık İtalya ile ortak ürettik, bunun karşılığında offset karşılığı İtalya sizden bir şeyler almak zorunda, bu yürüyen offset örneklerinden bir tanesi bu.

Bir diğeri Lockheed Martin’le bir proje yaptınız diyelim ki siz de Lockheed Martin’e bir şeyler ihraç etme durumuna giriyorsunuz, oranı ne kadar ise o kadar gidiyor.

Offset karşılığında mesela benim bildiğim, TAI’de bazı yedek parçalar alt sistemler üretilen durumlar var ki bu da çok önemli yer tuttu bazen savunma sanayi ihracatı yer tuttu, diyelim ki bu yıl 2021 yılını 3,2 milyar dolar civarında bir ihracatla kapattık, bundan 5-6 yıl önce bunun ne kadarı offset karşılığı ihracat diye sorulurdu.
Artık oraları geçtik savunma sanayimiz kendisi gelişti, artık biz başka ülkelere ihraç ediyoruz veya kendi ülkemiz içerisinde büyük projeler kendi firmalarımıza verildiği için yerli katkı oranı veya endüstri katılımı gündeme geliyor, böyle örnekler de verebiliriz.

Türk savunma sanayi, ihtiyacının yüzde 80'nini karşılayınca offset hemen hemen özelliğini yitirdi

Şimdi geldiğimiz durumda artık savunma sanayi projelerinde offset konusundan ziyade artık yerli katkı; yani Türk savunma sanayi ürünlerinin Türk savunma sanayi ihtiyaçlarının neredeyse yüzde 80’lere kadar karşıladığı bir ortamda artık offset hemen hemen özelliğini yitirdi diyebiliriz.

Ancak devletin diğer kurumlarının örneğin; Türk Hava Kurumu’nun almış olduğu sistemlerde uçaklarda veya diğer şeylerde de offset uygulanabilir hatta bu konuda iyi uygulamalar Savunma Sanayii Başkanlığı’nda olduğu için geçmişte bu kapsamda Bakanlar Kurulu’nda o zamanki Savunma Sanayi Müsteşarımız sayın Murat Bayar tarafından bir sunum yapıldı.

Diyelim ki; Türk Hava Yolları 110 adet uçak alıyor, çok büyük bir meblağ, bu kapsamda bunun ofseti uygulanabilir, offset olduğu zaman Türk ürünlerinde de o ülkenin alım zorunluluğu ortaya çıkıyor.
Offsette yalnız bir şey daha var, eğer siz offset istiyorsanız offseti bir paraya çevirip fiyatın üzerine koyduğu durumlarda olabiliyor.

Bunu da özellikle kısa vadeli düşünenler bunda olumsuzluk diye düşünüp bundan imtina edebiliyor. Halbuki offset uygulandığında sadece Türk savunma sanayi değil Türk sanayisinin ürünleri de satılmış olacağı için Türkiye’nin ihracatında bir manivela olacak.

Örneğin; FNSS’in ilk başlangıçtaki ZMA projesinde yaklaşık 400 milyon dolarlık bir offset yükümlülüğü vardı bu başka ülkelere ihraç edeceksiniz diye sonuçta o yükümlülüklerden kurtulmak için FNSS firması bu ihracatları tamamladı ve daha sonra da ihracat yeteneklerini geliştirdiği için şu anda FNSS firması uzak doğu ülkelerine tank satıyor.

FNSS firması birçok ülkeye taktik tekerlekli zırhlı araçlar satıyor, paletli zırhlı araçlar satıyor, benzer diğer kuruluşlarımız var ben sadece güncel bir örnek diye verdim işte 15 adet tank satıldı Endonezya’ya."

Emekli Korgeneral Alpaslan Erdoğan, savunma sanayiinde offsetin önemini anlattı

Yorum yapın