Anayurt güvenliği, sınır güvenliği, iç güvenlik sistemleri ve savunma tedarik zinciri sektörlerinde KOBİ düzeyindeki üreticileri, ihtiyaç makamlarını, Türkiye’den ve dünyadan ana yüklenicilerle buluşturan iş geliştirme etkinliği SEDEC 2022, bu yıl 3'üncü kez kapılarını açacak.
Etkinlik, 50'den fazla ülkeden katılımcıyla 28-30 Haziran'da Ankara Congresium'da gerçekleştirilecek.
SEDEC Koordinatörü Hilal Ünal SEDEC Enkinliği’nin hangi ihtiyaçtan doğduğunu, kimlere hitap ettiğini, kapsamını ve dünyadaki benzerlerini Defensehere.com’a anlattı.
“SEDEC aslında bir 30 yıl kadar geç kalmış bir fuar. Neden, çünkü SEDEC’in içeriği anayurt güvenliği, sınır güvenliği ve şehir güvenlik sistemleri. Tabi ki bunların içinde de savunma alt tedarik zinciri geliyor. Bütün ülkeler aslında savunma ve güvenlik etkinliklerini ayrı yaparlar. Sebebi de savunma sanayiinin tedarik zincirinin çok farklı olması, güvenlik sektörünün tedarik zincirinin farklı olması.
Savunma sanayii dediğimiz aslında, birçok ürün grubu var ama daha çok büyük platformlar akla gelir gemi, uçak gibi hava savunma sistemleri gibi ürünler akla geliyor. Onların sanayinin işleyişi ve dinamiği çok farklı. Fakat güvenlik dediğimiz zaman daha yüksek teknoloji içeren daha fazla şehirlere kadar inmiş, hatta kişilere kadar inmiş ve aslında savaştan öncesi güvenliği sağlayan biraz da öyle anlatabiliriz belki bir sektör. Mesela savunma sanayii fuarlarına gittiğiniz zaman büyük platformları, aynı platformları çok uzun zaman aynı görebiliyorsunuz. Ama güvenlik fuarından neredeyse her dört ayda bir, beş ayda bir durmadan yeni ürünler çıkıyor.
Çünkü o kadar teknolojik bir sektör ki, bunların dinamizmi tedarik zinciri ve bağlantıları sektörü oluşturan tüm girdiler farklı oluyor. Farklı olunca da eğer bu sektörü bir ülkede geliştirmek istiyorsanız, buna farklı davranmanız gerekiyor. Dolayısıyla Fransa bu işi 30 yıldan beri ayrı yapıyor. Paris’te düzenlenen bu Eurosatory fuarı vardır, Eurosatory bizim İDEF’imize denktir.
Bir de MİLİPOL fuarı vardır onun açılımı da Military Police’tir. O da Paris’te 30 yıldır ayrı olarak düzenlenir.
Şimdi sektör dinamikleri farklı olduğu zaman da eğer biz bunu bir şekilde büyütmek istiyorsak ayrı şekilde davranmamız gerekiyor. Dolayısıyla ilgili makamları, ihtiyacı olan makamları eğer ki biz sanayicilerle doğru bir yerde bir araya getirirsek o zaman biz sektörü geliştirmiş ve büyütmüş oluyoruz.
Aslında tüm bu düşüncelerin ışığında iki ana fikirle ilk SEDEC ortaya çıktı. Bunlardan bir tanesi anayurt güvenliğini, yurt güvenliğini geliştirmek için, ikincisi ise çok yeni olan daha yeni yeni gelişmeye başlayan firmaların ürettiği ürünleri de doğru alıcılarla buluşturarak ihracatın artmasını sağlamak. Aslında SEDEC’in en büyük farkı bu.
Mesela Almanya’da da İWA gibi aynı SEDEC muadili, işte ABD’nin SHOT SHOW’u var, Katar’ın MİLİPOL gibi Türkiye’nin de SEDEC’i var. O yüzden asılda çok fazla savunma sanayii ile karıştırılıyor farkındayız ihtiyaç makamları aynı gibi evet çakışan noktalar var doğrudur ama yüzde 15 gibi çakışır. Bu diğer ülkelerde de böyledir. Dolayısıyla SEDEC, sektörü büyütmek için geliştirebilmek için ve bu konuda da ihracatımızı artırabilmek için çok doğru bir platform.
“SEDEC’in konsept olarak farkı”
Bizde halka açık hiçbir günümüz yok. Çünkü bizim ana hedefimiz fuardan çok B2B, B2G dediğimiz ihtiyaç makamları ile tedarik zincirini buluşturmak. Bunu da yaparken SEDEC’e ait bir yazılımımız var bizim. Onda bütün firmaları o platformda önce “matching”liyoruz (eşleştiriyoruz) daha sonra insanların etkinliğe geldikleri zaman ellerinde bir takvimleri oluyor. O takvimde her firmanın neredeyse her katılımcının ayrı takvimde toplantı planları oluyor. Bu toplantılarda 25 dakika da bir, 5 dakika ara 25 dakika da bir konsept bu. Dışarıdan herhangi biri bu sisteme girdiği zaman zincirleme olarak bu toplantı takvimini değiştirebiliyor. O yüzden mümkün mertebe elimizden geldiği kadar herkesi kayıt altına alarak toplantılara davet ediyoruz ve toplantıların gerçekleştirilmesini sağlıyoruz.
SEDEC aslında uzun yıllar sanayii deneyimi olan insanlar tarafından tasarlanıp organize edildiği için bizim özellikle hem ana sanayilerimizin hem de KOBİ’lerimizin kendilerini geliştirebileceği ve başka ürünler ortaya çıkarabileceği bir platform olarak tasarlandı. Savunma sanayii tedarik zincirinin buna girme sebebi de aslında savunma sanayiinde çalışan firmalarımız diğer sektörlere nazaran biraz daha yüksek kalite sistemleri gelişmiş firmalar. Dolayısıyla eğer ki siz güvenlik sektörüne firmalar yetiştirmek istiyorsanız aslında savunma sanayinin yetiştirdiği firmaları çok hızlı evirebiliyorsunuz.
Tabi bu şu demek değil tabi ki sivil sektörden de bizim katılımcılarımız oluyor. Sivil sektördeki katılımcıların yapmış olduğu bir takım ürünleri güvenlik sektörüne de eviriyoruz.
Dolayısıyla sektörü geliştirmek için güzel bir platform.”
