Meltem Uçakları Komuta Kontrol Sistemi

Silahlı kuvvetler ve güvenlik güçleri harekât sahasında daha etkin olmak için özel görev sistemleri ile donatılmış hava platformlarına ihtiyaç duymaktadır. İstihbarat, keşif, elektronik harp, gözetleme, denizaltı harbi gibi faaliyetleri icra eden uçak, helikopter veya insansız hava araçları silahlı kuvvetlere ve güvenlik güçlerine operasyon alanında büyük avantaj sağlamaktadır. Kullanan birimin sorumluluk alanı ve görev sahasına göre bu hava platformları özel görev cihazları ile donatılmaktadır. Ancak bu platformların en önemli özelliği, görev cihazlarının ve silahların bütünleşik olarak çalışmasını sağlayan komuta kontrol sistemidir.

Ülkelerin sınırlarını ve sınır ötesi ekonomik çıkar sahalarını korumak amacıyla sürekli keşif, gözetleme, istihbarat ve karakol faaliyetine ihtiyaç duymaları gayet anlaşılır bir ihtiyaçtır. Bu amaçla uzun menzilli radar sistemleri en yaygın kullanılan algılayıcıdır. Kamera ve optik sistemlerin etkin kullanım alanı genellikle görüş ufku ile sınırlıdır.

Düşman bölgesine veya tehdit altındaki alanlara kurulması mümkün olmayan bu sistemler, ülke sınırları içinde kurulu olmak durumdadır. Bu durum, istihbarat ve keşif faaliyetlerinin kapsama ve etkinlik alanlarını önemli ölçüde sınırlandırmaktadır. Özellikle ülke toprağının büyük, sahil şeridinin uzun, adaların fazla ve kıta sahanlığına çok yakın olduğu alanlarda gözetleme faaliyetleri yetersiz kalabilmektedir.

Adaların veya arazi koşullarının gerisindeki faaliyetleri tespit edememek ülke savunması açısından zafiyet oluşturabilmektedir. Bu durum Türkiye, Endonezya, Malezya, Avustralya, Yeni Zelanda, Pakistan, Fransa, Norveç ve ABD gibi uzun sahil şeridine sahip birçok ülke için geçerlidir. Sınır ötesindeki doğal korunaklı arazilerin ve adaların gerisini gözetleyerek denizlerdeki çıkar sahalarını korumak için sürekli görev kuvveti oluşturmak zahmetli ve oldukça pahalı bir faaliyettir. Aynı zamanda uluslararası kurallar nedeniyle her zaman mümkün olamamaktadır. Bu amaçla Deniz Kuvvetleri ve Sahil Güvenlik Komutanlığı özel görev uçakları kullanmaya yönelmişlerdir.

Ülkemizde 1999 yılında başlatılan çalışmalarla Deniz Karakol/Gözetleme Uçağı (DKU/DGU) (MELTEM) tedariki gerçekleştirilmiştir. HAVELSAN, MELTEM Projeleri’nde (MELTEM II & III), Hava Platformu kapsamında Taktik Komuta Sistemi, Yer Sistemi kapsamında ise Taktik Komuta ve Kontrol Bilgi Sistemi ve Simülasyon & Eğitim Sistemi sağlamıştır.

MELTEM Projeleri kapsamında DKU/DGU’lar için geliştirilen Taktik Komuta Sistemi yazılımının bakımı, modernizasyonu ve konfigürasyon kontrolü HAVELSAN tarafından icra edilecek olup önleyici, düzeltici, uyarlayıcı ve mükemmelleştirici bakım konularında çalışmalara başlanmıştır. MELTEM projeleri ile Deniz Kuvvetleri ve Sahil Güvenlik Komutanlıklarının harekât sahasındaki keşif ve karakol kabiliyetleri çok önemli ölçüde artmıştır.

Uzun uçuş süreleri ile görev yapabilen bu uçaklar sayesinde görev bölgesinden ve sınır ötesi bölgelerden güvenilir istihbarat elde edilebilmekte ve bu kabiliyet kuvvetler için kuvvet çarpanı halinde gelmektedir. Hava Kuvvetleri görev ve sorumluluk alanı nedeniyle keşif ve devriye görevleri için envanterinde bulunan tüm uçakları doğal olarak kullanabilmektedir. Ancak diğer kuvvetler ve güvenlik güçleri için böyle bir kaynak mevcut değildir. Özellikle Deniz Kuvvetleri ve Sahil Güvenlik birimleri ufuk ötesi sahalardan istihbarat sağlayacak ve denizdeki filolarına zaman kazandıracak hava platformlarına ihtiyaç duymaktadır.

Denizde keşif ve devriye görevi yapabilecek bu tür hava platformları genel olarak DKU/DGU olarak adlandırılmaktadır. Havacılık ve denizcilik kavramlarının iç içe geçtiği ve harekât ihtiyaçlarının birbirini çok fazla etkilediği bu tür özel görev uçakları yüksek teknolojiye sahip sistemlerle donatılmaktadır. DKU/DGU’larının iki temel ve bir destek unsurundan oluştuğu düşünülebilir: Uçak ve Görev Sistemi ve Harekât Destek Merkezi.

Uçak

1960’lı yıllarda üretilen ilk deniz karakol uçağından sonra, bu tür görevler için genellikle standart yolcu veya askeri kargo amacıyla üretilmiş uçaklar ve türevleri kullanılmaktadır. Bu platformlar, deniz kuvvetleri ve sahil güvenlik güçlerinin harekât ihtiyacına göre algılayıcıların ve silahların kurulum ve kullanımına imkân verecek şekilde modifiye edilmektedir. Uçakların seçimi; görev yapacakları sahanın büyüklüğüne, ihtiyaç duyulan görev süresine ve algılayıcıların çalışma performanslarını düşürmeyecek gövde/motor konfigürasyonuna göre yapılır. Seçilen uçakların gövdeleri, görev sisteminde yer alan algılayıcı ve silahların kurulumu için modifiye edilmektedir.

Görev sistemi

DKU/DGU’ları “özel” yapan elbette üzerlerinde kurulu olan görev sistemidir. Harekât ihtiyacına göre oluşturulan Görev Sistemi temel bileşenleri ve fonksiyonları aşağıdadır. Bazı görev sistemlerinde uçağı koruma (füze ikaz, chaff, flare) bileşenleri de yer alabilmektedir. Diğer yandan denizaltı harbi yapma kabiliyetine sahip uçaklarda hedeflerin yerini tespit etmek üzere manyetik sapma detektörü ve sonoboy alıcılar kullanılmaktadır.

Elektronik Harp yapması beklenen uçaklar ise daha hassas sinyal toplama ve karıştırma cihazları ile desteklenmektedir. DKU/DGU’ların görev sistemleri standart bir alt-sistem konfigürasyonuna sahip değildir. Bu alt sistemler, Deniz Kuvvetleri ve Sahil Güvenlik güçlerinin görev ve sorumlulukları ile uygulayacağı taktiklere uygun olacak şekilde bir araya getirilmektedir.

Komuta Kontrol Yazılımları

Algılayıcı ve haberleşme cihazları yüksek teknoloji ve yatırım gerektirmektedir. Bu nedenle genellikle küresel firmalar tarafından ve standart özeliklere sahip olacak şekilde üretilmektedir. Ancak bu cihazlarla benzer kabiliyette alternatiflerini bulmak mümkündür. Diğer yandan Komuta Kontrol yazılımları, görev sistemini meydana getiren bileşenlerin en etkin bir şekilde kullanılmasını sağlamak üzere özel olarak geliştirilirler. Bazı algılayıcı (radar) üreten firmalar, ülkelerin temel ihtiyacına yönelik standart bir görev sistemi konfigürasyonu oluşturarak komuta kontrol yazılımlarını da standart hale getirmeye çalışmaktadır. Ancak bu yaklaşımın en zayıf noktası, tek bir algılayıcı (radar, kamera) modeli için kullanılma zorunluluğudur. Bu da sistemi operasyon ömrü boyunca tek bir marka ve modele bağımlı hale getirmektedir.

Komuta Kontrol yazılımı, görev sistemindeki tüm alt sistemlerin kontrol ve koordinasyonunu yaptığından bu yazılımlar, görev sisteminin beyni olarak adlandırılır. Görev sistemlerini kontrol edecek yazılımların elbette algılayıcılar, haberleşme sistemi ve diğer (kendini koruma, silah, seyrüsefer vb gibi) destek sistemleri ile uyumlu bir teknoloji ile geliştirilmesi gerektiği çok açıktır. Ancak Komuta Kontrol Sisteminin tasarımı için temel yaklaşım; bu sistemi kullanacak kuvvet veya güvenlik güçlerinin harekât yöntemleri ve karar süreçlerinin çok iyi anlaşılması ve sisteme yansıtılmasıdır. Görev sistemini özel yapan en kritik husus burada yatmaktadır.

Hava görev sistemleri için komuta kontrol yazılımı geliştirebilme kabiliyeti, küresel savunma firmalarının onlarca yıl yatırım yaparak elde edebildikleri ve özenle korudukları stratejik bir yetkinlik olarak kabul edilmektedir. Bu nedenle komuta kontrol sistemi geliştiren firma ve ülkeler bu yazılımların sadece kabiliyetleri hakkında bilgi vermekte anca tasarım ve teknolojileri konusunda bilgi paylaşmamaktadır. Kendi komuta kontrol sistemini geliştirmeye istekli ülkelerin çok yüksek bedeller teklif etmesine rağmen bu alan, teknoloji transferi kapsamı dışında tutulmaktadır.

Komuta Kontrol sisteminin çözülmesi gereken en büyük mühendislik problemi görev sistemindeki tüm alt sistemlerin en etkin ve bütünleşik çalışmasının sağlanmasıdır. Görev sistemini oluşturan tüm alt sistemlerin (radar, kamera, haberleşme, seyrüsefer vb gibi) tasarım, üretim, bilgi alışverişi ve çalışma yöntemleri hakkında bilgi sahibi olmadan bu sistemleri bütünleştirmek ve birlikte çalışmalarını sağlamak mümkün değildir.

Harekat merkezi

Özel görev uçakların faaliyetleri bu amaçla oluşturulmuş Harekât Merkezlerinde planlanmakta ve icra edilen operasyondan toplanan veriler yine bu merkezlerde analiz edilmektedir. Harekât merkezinde de uçak sistemi ile uyumlu bir komuta kontrol sistemi kullanılmaktadır.

Sonuç ve değerlendirme

Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfının stratejik yazılımları, milli imkânlarla geliştirmek üzere kurduğu HAVELSAN, ülkemizin en büyük askeri yazılım geliştirme firması olarak Türk Silahlı Kuvvetleri, Güvenlik Güçleri ve dost ülkelerin orduları için yerli yazılımlar geliştirmekte ve özgün sistem çözümleri üretmektedir. Ayrıca stratejik hedef olarak gördüğü komuta kontrol yazılımları geliştirme konusunda araştırma ve geliştirme yaparak kritik teknolojilerin kazanımı için yatırım yapmaktadır.

Bu amaç doğrultusunda da 1999 yılında başlayan MELTEM Projeleri kapsamında HAVELSAN tarafından geliştirilen ve ana yükleniciye teslim edilen Taktik Komuta Sistemi yazılımı kullanılmakta olup yeni nesil Komuta Kontrol Sistemleri, silahlı kuvvetler ve güvenlik güçlerinin gelecekteki havadan keşif ve istihbarat ihtiyaçları analiz edilerek geliştirilmeye devam edilmektedir.

Gelecek on yıl içeresinde ülkemizdeki tüm özel görev uçaklarında HAVELSAN’ın Milli & Yerli sistemlerinin kullanılacağı öngörüsüyle çalışmalar tüm hızıyla devam etmektedir. MELTEM Projeleri’nde ve diğer her türlü kara, deniz, hava platformları için geliştirdiğimiz komuta kontrol sistemlerinden elde edilen tecrübe ve bilgi birikiminin sonucu olarak, tüm donanımı ve yazılımı HAVELSAN tarafından geliştirilmeye başlanan MARTI (powered by ADVENT) Hava Komuta Kontrol Sistemi çok yakın zamanda Türk Silahlı Kuvvetleri’nin hizmetine sunulacaktır.

Kaynak: HAVELSAN Dergisi 6. sayı / Proje Yöneticisi Hüseyin Cenk Turhangil

Yorum yapın