Rusya Ermenistan'a neden silah gönderiyor?

Temmuz ayında Ermenistan-Azerbaycan sınırında yaşanan çatışmanın etkileri bölgede hâlâ sürüyor. Azerbaycan işgale maruz kalan taraf olarak işgalci Ermenistan’a karşı uluslararası alanda baskı yapılacağı beklentisi içindeyken, Ermenistan’ın silahlandırıldığı gerçeğinin ortaya çıkması Azerbaycan halkı arasında ciddi rahatsızlığa yol açtı.

Azerbaycan basınında yer alan haberlere göre, 17 Temmuz-1 Eylül tarihleri arasında Kazakistan, Türkmenistan ve İran hava sahası kullanılarak Rusya’dan Ermenistan’a büyük miktarda silah taşındı. Rusya tarafı bu taşınan yüklerin Türkiye-Ermenistan sınırında bulunan Rusya’nın 102. Askeri Üssü’nün askerlerinin değiştirilmesi ve askerlerin fiziki şartlarının iyileştirilmesi amacıyla inşaat malzemeleri olduğunu ifade etmesi Azerbaycan’ı tatmin etmedi.

Ankara ve Bakü son yıllarda Rusya’ya karşı yapılan yaptırımlara destek vermediler ve Rusya karşıtı ittifaklar içinde yer almadılar. Fakat Ermenistan’ın silahlandırılması Rusya’nın da altına imza attığı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) kararlarının ihlali yani, Azerbaycan topraklarında işgalin devamı anlamına gelmekte. Rusya Ermenistan’ı silahlandırarak sadece işgalciyi desteklemiyor, aynı zamanda Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Minsk Grubu eş başkanlığı çerçevesinde üzerine aldığı tarafsızlık vazifesini ihlal ediyor. Öte yandan Türkiye-Ermenistan sınırında bulunan 102. Rus Askeri Üssü’nün 2013 yılından beri neden genişletildiği ve sürekli olarak silahlandırıldığı da bir soru işareti olmaya devam ediyor.

Azerbaycan tarafına göre, yük taşımacılığında en kısa yol olan Gürcistan hava sahasının değil de, daha uzun yol olan Kazakistan, Türkmenistan ve İran hava sahasının kullanılmasının nedeni bu yüklerin silah olmasından kaynaklanıyor. Çünkü Azerbaycan’ın stratejik müttefiki Gürcistan, Ermenistan’a silah taşınmasına izin vermedi ve Rus uçakları daha uzun yolu kullanmak zorunda kaldı.

Rusya’nın Ermenistan’ı silahlandırmasının nedenleri

Son yaşananlar Rusya’nın Ermenistan’ı silahlandırılmasına dair ilk gelişme değil. Ermenistan-Azerbaycan arasında 1994 yılında imzalanan ateşkes anlaşmasından önce ve sonra Rusya’nın Ermenistan’ı silahlandırması sürekli olarak gündemi meşgul etmiştir. Bu dönemde Rusya, Ermenistan’a doğrudan silah hibe etmiş veya kredi ayırarak Rusya iç piyasası fiyatından satmıştır. Örneğin, 1997 yılında Rusya Federasyonu Federal Meclisi’nin alt kanadı olan Devlet Duma’sının Savunma Komisyonu Başkanı Lev Rokhlin’in hazırladığı raporla, 1993-1996 yılları arasında Rusya’nın Ermenistan’a 1 milyar dolarlık silah hibe ettiği ortaya çıktı. Öte yandan 2008 yılında da Rusya’nın yine Ermenistan’a 800 milyon dolarlık silah hibe ettiği basına yansıdı. Tovuz saldırılarından sonra 19 Ağustos’ta basın açıklaması yapan Ermenistan’ın eski Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan, 2010-2018 yılları arasında Rusya’nın Ermenistan’a 50 bin tondan fazla silah gönderdiğini açıklamıştı. İki ülke arasında 2015 yılında imzalanan kredi anlaşması ile Rusya silah alması için Ermenistan’a 200 milyon dolar kredi ayırmış ve bu kredi çerçevesinde Ermenistan Rusya’dan iç piyasa fiyatından silah almıştı. 2016’da yaşanan 4 günlük savaşta Azerbaycan’ın bazı stratejik üstünlüklerinin kendisini işgalden kurtarmasından sonra Rusya Ermenistan’a İskender-M füzelerini yerleştirdi. Rusya’dan özellikle bu silahları aldıktan sonra Ermeni yetkilileri Azerbaycan ve Türkiye’yi ortak enerji ve taşımacılık projelerini vurmakla tehdit etmeye başladılar.

Rusya-Ermenistan askeri ilişkileri bununla sınırlı değil. Ermenistan-Rusya arasında 1992 yılında yapılan anlaşma gereği, günümüzde de Türkiye-Ermenistan ve İran-Ermenistan sınırları Rus askerleri tarafından korunuyor. Bu da doğal olarak Ermenistan tarafının bütün askeri gücünü Azerbaycan’a karşı kullanmasına imkân veriyor. 1995 yılında taraflar arasında imzalanan anlaşma ile Rusya’nın Ermenistan’daki Gümrü’de 5 bin kişilik bir askeri üssü bulunuyor ve ayrıca Ermenistan Rusya’nın önerisi ile kurulan Kolektif Güvenlik Örgütü’nün de üyesi.

Uzmanlar, Rusya-Ermenistan arasında askeri işbirliğinin politik ve jeopolitik nedenlerini dört farklı açıdan değerlendiriyorlar. Birincisi, NATO’nun doğuya doğru genişlemesinin önünü almak. İkincisi Türkiye’yi doğudan baskı altında tutmak. Üçüncüsü, Ermenistan’ı askeri ve politik açıdan kendine bağımlı halde tutabilmek. Dördüncüsü Ermenistan-Azerbaycan arasındaki askeri dengeyi korumak. Sonuncu neden, Ermenistan’ın işgal ettiği Azerbaycan topraklarında statükonun devam etmesi anlamına geliyor. Çünkü silahlandırılan bir Ermenistan, barış görüşmelerinde herhangi bir olumlu adım atmaktan kaçınabilmektedir. Fakat yukarıda bahsi geçen dört nedenin hepsi kendi zaman ve mekanına göre önem taşımaktadır.

Son silah sevkiyatının nedeni SİHA’lar mı?

İnsansız askeri araçların savaş vasıtası olarak kullanılmaya başlanması savaşın seyrini, savaşan tarafların kabiliyetini ve savaşın sonucunu derinden etkilemektedir. Toprakları işgal altında olan Azerbaycan da bunu dikkate alarak askeri envanterine İHA ve SİHA’ları dahil etmiş durumda. Bu silahlar 2016 Nisan ayında yaşanan dört günlük savaşta ve son Tovuz olaylarında kullanılarak işgalci tarafa karşı ciddi üstünlük sağladılar. Bu aslında ileride yaşanabilecek daha ciddi bir savaşta SİHA ve İHA’ların Azerbaycan’a üstünlük sağlayacağının da bir göstergesidir. Nitekim Türkiye’nin ürettiği SİHA’ların elde ettiği başarılar birçok devlet gibi Azerbaycan’ın da dikkatini çekmekteydi. Türk SİHA’larının Suriye ve Libya’daki başarılarından sonra Azerbaycan basınında sık sık Türkiye’nin ürettiği SİHA’ların önemine vurgu yapan haber ve değerlendirmeler yer aldı. Özellikle Suriye’de ve Libya’daki Rusya yapımı silahlara karşı SİHA’ların başarısı dikkat çekici oldu; çünkü Ermenistan da genellikle Rus yapımı silahlar kullanıyor.

Bu gelişme Azerbaycan-Türkiye arasında askeri işbirliği için yeni bir zemin oluşturdu. Özellikle Azerbaycan ve Türkiye arasında 25 Şubat 2020’de Bakü’de yapılan Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi toplantısında taraflar arasında imzalanan Karşılıksız Askeri Yardım Anlaşması ile Türk SİHA’larının Azerbaycan’a geleceği şeklinde değerlendirildi. Temmuz ayında Nahçivan Özerk Cumhuriyeti Ordu Komutanı Kerem Mustafayev ile Azerbaycan Savunma Bakan Yardımcısı ve Hava Kuvvetleri Komutanı Ramiz Tahirov’un Türkiye’yi ziyaretlerinde Türkiye Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, “Savunma sanayimiz, SİHA’larımızdan mühimmatlarımız ve füzelerimize, elektronik harp sistemlerimize kadar bütün tecrübe, teknoloji ve kabiliyetleriyle her zaman Azerbaycan’ın emrindedir,” şeklinde bir açıklama yaparak Azerbaycan’ı modern teknolojiler bakımından desteklemeğe hazır oldukları mesajını açık bir şekilde verdi. Bu ziyaretin ardından SİHA’ların Azerbaycan’a verilmesi için taraflar arasında gerekli prosedürün tamamlandığına dair haberler basında yer aldı.

Tabii Türkiye’den gelecek SİHA’lar sadece daha geniş bir savaşta değil, aynı zamanda taktik savaşta da Azerbaycan’a işgalci Ermenistan karşısında üstünlük sağlayabilirdi. Bu haberler üzerine 23 Temmuz tarihinde Ermenistan’la Rusya arasında hava savunma alanında ortak eğitim kursu başlatıldı ve bu kapsamda İHA’lara karşı mücadele için Rus uzmanlar Ermenistan subaylarını eğitecekti. Bu kursun temel amacının olası bir çatışmada SİHA’lara karşı uzman yetiştirmek olduğu değerlendiriliyor. Ayrıca aynı tarihlerde Azerbaycan basınında yer alan haberlerde Rusya’dan Ermenistan’a gönderilen 400 ton yükün içerisinde Krasukha elektronik harp sistemi, Avtobaza ve Nebo-M elektronik savunma sistemlerinin de bulunduğu yazıldı.

Uzmanlar, Rusya-Ermenistan arasında askeri işbirliğinin politik ve jeopolitik nedenlerini dört farklı açıdan değerlendiriyorlar. Birincisi, NATO’nun doğuya doğru genişlemesinin önünü almak. İkincisi Türkiye’yi doğudan baskı altında tutmak. Üçüncüsü, Ermenistan’ı askeri ve politik açıdan kendine bağımlı halde tutabilmek. Dördüncüsü Ermenistan-Azerbaycan arasındaki askeri dengeyi korumak. Sonuncu neden, Ermenistan’ın işgal ettiği Azerbaycan topraklarında statükonun devam etmesi anlamına geliyor. Çünkü silahlandırılan bir Ermenistan, barış görüşmelerinde herhangi bir olumlu adım atmaktan kaçınabilmektedir. Fakat yukarıda bahsi geçen dört nedenin hepsi kendi zaman ve mekanına göre önem taşımaktadır.

Bu haberlerin yayılması üzerine Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev 12 Ağustos tarihinde Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin’i telefonla arayarak Azerbaycan halkının bu haberlerden rahatsız olduğunu ve Rusya’dan Ermenistan’a yük taşımalarının nedenlerini öğrenmek istediğini söyledi. Putin’in İlham Aliyev’e ne cevap verdiği Rusya tarafından açıklanmadı ancak Rus basınının bu yüklerin Ermenistan’daki 102. Rus Askeri Üssü’ne gönderildiğini yazması Azerbaycan’ı tatmin etmedi.

Telefon konuşmasından bir gün sonra Cumhurbaşkanı İlham Aliyev Türkiye Savunma Bakanı Hulusi Akar’la Bakü’de yaptığı görüşmede şunları kaydetti: “Diğer alanlarda olduğu kadar askeri ve askeri-teknolojik alanda da işbirliğimiz hızla gelişmektedir. Türkiye’nin kuvvetli bir askeri-sanayi potansiyeline sahip olduğu gizli değildir ve biz bu potansiyelden faydalanıyoruz. Biz Türkiye’nin sofistike silahlar ve askeri ekipman geliştirmesinden memnunuz... Ben diğer alanlarda olduğu gibi askeri-teknolojik alanda da gelecekte Türkiye’nin Azerbaycan için bir numaralı ortak olacağından eminim.” Özellikle son cümle iki ülkenin askeri ilişkileri açısından oldukça önemli. Çünkü son beş yılda Azerbaycan’ın silah ticareti ortakları arasında Türkiye üçüncü sıradaydı ve taraflar arasında yeni işbirliği ile birinci sıraya yükseltilmesi hedefleniyor.

Azerbaycan Rusya’dan gelen açıklamadan tatmin olmadı

Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in Vladimir Putin’i araması ve sonrasında Hulusi Akar’la görüşmesinde Türkiye ile askeri-teknolojik işbirliğine yönelik açıklamaları Rusya’nın Savunma Bakanı Sergey Şoygu’nun 25 Ağustos’ta Azerbaycan’a gelmesine neden oldu. Şoygu ziyareti sırasında Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev’le görüştü. Görüşmede İlham Aliyev’in Rusya’yla ilişkilerden bahsederken sıklıkla kullandığı “stratejik ilişkiler” kavramını kullanmaması görüşmenin olumlu geçmediği şeklinde yorumlara neden oldu. Şoygu Azerbaycan Savunma Bakanı Zakir Hasanov’la görüşmesinde Ermenistan’a neden silah gönderdiklerini şöyle açıkladı: “Ermenistan’a giden uçaklar silah değil, orada askerlerin değişimini gerçekleştirmek ve üsteki askerlerin durumunun iyileştirilmesi amacı taşıyor”. Azerbaycan basınına göre, Şoygu’nun ziyaretindeki en önemli amaçlardan biri de Azerbaycan’la askeri-teknolojik anlamda yeni anlaşmanın imzalanmasıydı. Böylece Rusya bir taraftan Ermenistan’ı silahlandırarak diğer taraftan Azerbaycan’a silah satarak bölgedeki silah pazarını da elinde tutmak istemekte.

Fakat Şoygu’nun Rusya-Ermenistan arasında yük taşımasına ilişkin açıklaması Azerbaycan’ı tatmin etmedi. Azerbaycan Cumhurbaşkanı Yardımcısı ve Cumhurbaşkanlığı Dış Politika Dairesi Başkanı Hikmet Hacıyev’e göre, Azerbaycan bu açıklamadan ikna olmadı ve Rusya’nın hâlâ hangi esaslarla Ermenistan’a silah gönderdiğinin izahı verilmeli. Bu anlamda Azerbaycan’da genel kanaat, Rusya tarafından Ermenistan’a gönderilen silahların Rusya’nın 102. Askeri Üssü’nde kalsa da bir kısmı Ermenistan’a hatta Ermenistan aracılığı ile işgal altındaki Azerbaycan topraklarındaki yasadışı yapıya verildiği şeklinde. Bu ise işgalin ve işgalcinin desteklenmesi anlamına geliyor.

Sonuçta, Azerbaycan ve Türkiye son yıllarda Rusya’nın bölgedeki çıkarlarına saygı duyarak Moskova’nın kırmızı çizgilerini gözetmekteler. Ayrıca, Ankara ve Bakü son yıllarda Rusya’ya karşı yapılan yaptırımlara destek vermediler ve Rusya karşıtı ittifaklar içinde yer almadılar. Fakat Ermenistan’ın silahlandırılması Rusya’nın da altına imza attığı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) kararlarının ihlali yani, Azerbaycan topraklarında işgalin devamı anlamına gelmekte. Rusya Ermenistan’ı silahlandırarak sadece işgalciyi desteklemiyor, aynı zamanda Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Minsk Grubu eş başkanlığı çerçevesinde üzerine aldığı tarafsızlık vazifesini ihlal ediyor. Öte yandan Türkiye-Ermenistan sınırında bulunan 102. Rus Askeri Üssü’nün 2013 yılından beri neden genişletildiği ve sürekli olarak silahlandırıldığı da bir soru işareti olmaya devam ediyor.

Kaynak: AA

Yorum yapın