Sanayi ve Teknoloji Bakanı Kacır: "Savunma sanayisinde yıllık ihracatımızı 240 milyon dolardan 4,5 milyar dolara yükselttik"

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, SAHA İstanbul – EDGE Savunma Sanayii Buluşması’nda konuştu.

Türk savunma sanayisinin yıllık ihracatının 240 milyon dolardan 4,5 milyar dolara yükseldiğini belirten Kacır, şunları söyledi:

"İçinde bulunduğumuz çağda, toplumların kaderini tayin eden belirleyici faktörlerin başında bilgi üretimi ve teknoloji geliştirme kabiliyeti geliyor. Türkiye’de, bu anlayışla son 21 yılda, dev bir Ar-Ge, inovasyon ve teknoloji ekosistemi inşa ettik. Bugün ülkemiz; 101 teknoparkında, 9600 girişimi ile teknoloji geliştirme yolculuğunu sürdürüyor. 1600’den fazla Ar-Ge ve tasarım merkezimizle birlikte 222 bin kişlik büyük bir Ar-Ge insan kaynağına sahibiz. Ar-Ge kabiliyetlerini hızla yüksek teknoloji üretimine aktarıyoruz. Bu sayede özellikle 2018 yılından bu yana, sanayi üretimimizin yükselişinde yüksek teknoloji sektörleri lokomotif rol üstleniyor. Yatırım, istihdam, üretim ve ihracat ekseninde yeni başarı hikayeleri yazıyoruz.

Yerli ve milli bir bakış açısıyla, kritik teknolojilerde büyük bir hamle gerçekleştiriyoruz. Geldiğimiz noktada, ülkemiz artık teknoloji ithal eden değil; teknoloji imal eden ve ihracatını gerçekleştiren bir konumdadır. Bu yaklaşımın işaret fişeğini savunma sanayiinde yaktık.

“Milli Teknoloji Hamlesi” hedeflerimiz doğrultusunda; savunma sanayiinin başrolde olduğu bir dönüşüme tanıklık ediyoruz. Çünkü tarihin bize öğrettiği acı bir tecrübedir ki ateş çemberi içerisinde güvenli bir liman olan Türkiye’nin bekası ancak ve ancak savunma sanayinde milli ve özgün teknolojiler geliştirerek mümkündür. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde; güçlü siyasi irade ve istikrarlı devlet politikaları, millî ve özgün ürünleri önceleyen uzun dönemli tedarik planlaması; sektörde Ar-Ge ve yatırım politikalarının bütüncül koordinasyonu, ulusal Ar-Ge politikaları ile desteklenen insan kaynağı ile savunma sanayimiz yüksek teknolojili üretimin öncü sektörü oldu.

Ürün, sistem, ve hatta alt sistem bazlı yetlileşme çalışmaları ile sektörde yüzde 20 olan yerlilik oranını yüzde 80’e çıkardık. Savunma sanayiinde yıllık ihracatımızı 240 milyon dolardan 4,5 milyar dolara yükselttik. Sektörün ihracatında özgün platformların payının giderek yükseliyor olması ve Türk ürünlerinin küresel pazarlarda elde ettiği marka gücü, hızla 10 milyar dolarlık ihracat hedefine erişeceğimize işaret ediyor. Büyük bölümü birkaç firmamız tarafından gerçekleştiriliyor olsa da; bu ihracatı mümkün kılan faktörün savunma sanayii değer zincirinde rol oynayan 3000’e yakın firmamız ve 80.000 kişilik nitelikli insan kaynağımız olduğunu unutmamalıyız.

Zorlu bir coğrafyanın sınamaları karşısında savunma sanayii ürünlerimizin sahada kendini kanıtlamak zorunda oluşu da bizler için aslında tetikleyici ve hızlandırıcı bir unsur olmuştur. Tüm Dünya’nın dile getirdiği gibi artık Türkiye’nin millî ve özgün savunma sanayii ürünleri, dünyada savaş paradigmasını ve jeopolitik dengeleri değiştirici unsurlardır. Göklerde Bayraktar TB2, Anka, Akıncı, Kızılelma, Hürkuş, Hürjet, Atak ve Gökbey’le mücadele kabiliyetimize güç katıyoruz. Denizlerde Milgem projeleriyle, TCG Anadolu ile caydırıcı adımlar atıyoruz.

Elektrooptik kamerasını da yerli ürettiğimiz yüksek çözünürlüklü Milli gözlem uydumuz İMECE ile uzayda “biz de varız” diyoruz. 100. yaşımızda, Cumhuriyetimizin ikinci asrını “Türkiye Yüzyılı” yapmak adına, “Tam Bağımsızlık” anlayışıyla yürüyüşümüze devam ediyoruz. Tabi bu başarıların devamını getirmemiz için temel unsurlardan biri de savunma sanayimizin aktörleri arasında güçlü iş birliği ve kümelenme anlayışının ve birlikte çalışma kültürünün gelişmesi. 2015 yılında kurulan ve kurulduğu günden bu yana Türk savunma sanayiinin rekabetçiliğini    güçlendirmede    bayrak    taşıyıcı    olan    SAHA    İstanbul’un çalışmalarını takdirle izliyoruz. Türkiye’nin ve Avrupa’nın en büyük sanayi kümelenmesi Saha İstanbul, bugün Saha EXPO, Saha MBA, Saha Girişim ile artık küresel bir marka oldu.

Biz, uluslararası düzende tekelleşmeye her zaman karşı çıktık. Barışın, adaletin ve refahın hüküm süreceği bir dünya düşlüyoruz. Cumhurbaşkanımızın sıklıkla dile getirdiği gibi; “daha adil bir dünyanın mümkün” olduğuna inanıyoruz. Bir tarafın üretici diğer tarafın daima müşteri olarak kaldığı hegemonik ilişkiler yerine, birlikte geliştirme, birlikte üretme ve kazan-kazan yaklaşımıyla tesis edilen iş birliklerinin tüm taraflar için daha yararlı olacağını düşünüyoruz. Bu anlayışla, dost ve müttefik ülke BAE ile ilişkilerimizi her geçen gün daha da güçlendiyoruz.
Dünyanın en hızlı gelişen girişim ekosistemleri arasında yer alan iki ülke olarak, güç birliğimizi sağlamlaştıracak yeni köprüler kuruyoruz.
Tüm bunların yanında, savunma sanayii alanında yürüttüğümüz iş birliklerimizi daha da geliştirmek, bir üst noktaya taşımak için var gücümüzle çalışıyoruz.
Saha İstanbul ile EDGE arasındaki işbirliğini stratejik görüyoruz. EDGE, BAE’nin en büyük savunma ve havacılık grubu olmanın yanında, dünyanın önde gelen ileri teknoloji ve savunma gruplarından biri konumuna da erişmiş durumda.

Bugün imzalayacak olduğumuz mutabakat zaptlarıyla ve gerçekleştirilecek iş görüşmeleri ile savunma sanayiinde ortak projeler geliştirmemizi sağlayacak somut adımlar atmış olacağız.
Bölgesinde güç unsuru, dünyada söz sahibi bir Türkiye ile Ortadoğu’nun dünyaya açılan kapılarından BAE arasındaki iş birliğinin Coğrafyamızın refahı ve huzuru adına büyük katkılar sunacağına inanıyorum. Bildiğiniz üzere, geçtiğimiz Temmuz ayında Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde BAE’ye bir ziyaret gerçekleştirdik.

BAE Devlet Başkanı sayın Şeyh Muhammed Bin Zayed Al Nahyan ve kıymetli heyetinin misafirperverlikleri oldukça memnuniyet vericiydi. Ülkelerimiz arasında savunma sanayiinden dijital dönüşüme, ortak fırlatma araçları kabiliyetlerinin gelişmesinden enerjiye önemli anlaşmalar imzalandı. Yaklaşık 51 milyar dolar değerindeki 13 yeni iş birliği anlaşması, gayretlerimizin sonuç vermesi açısından güzel bir örnektir. Bu vesileyle; Türkiye ve BAE arasında gelişen diyalog ikliminde,

Önümüzdeki dönemde de artarak devam eden yeni ortaklıklara tanıklık etmemizi diliyorum. Ümit ediyorum ki, bugünkü görüşmeler Türkiye ve BAE arasında uzun vadeli ve stratejik iş birliklerinin başlamasına ve hızlanmasına vesile olsun. Geleceğin savaşlarını şekillendirecek insansız sistemlerde, kuantum teknolojilerinde, elektronik harp kabiliyetlerinde ve yapay zeka projelerinde iş birliği yapmalıyız. Sadece kısa ve orta vadeli değil, uzun vadeli projeler ve hatta sadece iki ülkenin değil, diğer dost ülkelerin de dahil olacağı iş birlikleri inşa edelim. Bugün, savunma sanayiine en fazla yatırım yapan ülkelerin geliştirdikleri en ileri sistemlerin çok uluslu işbirlikleriyle ortaya çıktığını; yine kritik teknolojilerin pek çoğunda değer zincirinde birden fazla ülkenin rol üstlendiğini unutmayalım.

Yapacağınız yatırımları ve Ar-Ge çalışmalarını, başlatacağınız inisiyatifleri Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak en güçlü şekilde destekleyeceğimizi bilmenizi isterim. Katma değerli yatırımları hızlandırmak adına; yatırım yeri tahsisinden insan kaynağı desteklerine, altyapıdan finansman imkanlarına tüm gerekli enstrümanları yatırımcılar için harekete geçirmeye devam edeceğiz. Milli araştırma kurumumuz TÜBİTAK eliyle, ekosistemi güçlendirecek araştırma ve eğitim projeleri gerçekleştirmeyi sürdüreceğiz."

Bakan Kacır: "Savunma sanayi yıllık ihracatımızı 240 milyon dolardan 4,5 milyar dolara yükselttik"

Yorum yapın