Türkiye, savunma sanayiinde Malezya ve Pakistan ile işbirliği yapabilir

Gazeteci-yazar Abdurrahman Dilipak, Defensehere'e verdiği röportajda, ''Türkiye, savunma sanayiinde Malezya ve Pakistan ile işbirliği yapabilir.'' dedi.

Türkiye'nin şu anda savaş uçağı yapabilecek kapasiteye sahip olduğunu da söyleyen Dilipak, şunları söyledi:

''Şu anda Türkiye savaş uçağı yapabilir. Bunun tecrübesine sahip üç tane ülke var.

1. Pakistan, uzun menzilli balistik füze yapıyor. Demek ki bir uçağın gövdesiyle ilgili, eurodinamicleriyle ilgili bütün bilgiler ve hammaddeye sahip. Dünyada component üreten tek İslam ülkesi Malezya’dır. Demek ki siz buradan compenent alarak main boardınızı üretebilirsiniz.

Bizim Türkiye, uyduya gönderdiği sistemde bir sürü dışarıdan aldığımız şeyler olmasına rağmen biz dizayn ediyoruz. F-16’ları da biz yaptık, biz bunu diğer elektronik yazılımlarına da yaparız. O componentleri tekrar entegre de ederiz. Biz olmadan Pakistan, Pakistan olmadan Malezya’da bunu yapamaz.

Bizim Türkiye, uyduya gönderdiği sistemde bir sürü dışarıdan aldığımız şeyler olmasına rağmen biz dizayn ediyoruz. F-16’ları da biz yaptık, biz bunu diğer elektronik yazılımlarına da yaparız. O componentleri tekrar entegre de ederiz. Biz olmadan Pakistan, Pakistan olmadan Malezya’da bunu yapamaz. Ama biz üçümüz yaptığımızda siz savaş uçağı yapsanız da ne olur ki? Kime satacaksınız? Satamadığınız bir şeyi niye yapacaksınız.

Satamıyorsanız, dünyadan alış fiyatlarının çok üstünde mal edeceksiniz ve geliştiremeyeceksiniz. Ama siz üç ülke birden bunu yaparsanız üç ülkenin de satın alma taleplerini karşılamakla daha makul rekabet edebilir düzeye gelirsiniz. Bir şeyi yapabilir olmak onu üretmek anlamına gelmiyor. Yapabilir olmak çok önemli, yani o yapabilir olmadan zaten yola çıkamazsın ama bunu tekrar ekonomisiyle birlikte düşünmek lazım, bunu hammaddesiyle birlikte düşünmemiz lazım.

Sonuçta işte bugün de bir takım şeyler yapıyoruz. İHA’ların motorlarını Kanada’dan getirmeniz gerekiyor. He onlar bunu vermediklerinde de kötü komşu insanı kap kacak sahibi yapar. Biz yapabiliyor muyuz? Ondan alsam beş liraydı belki ama ben yedi buçuk liraya kendim yaparım. Ha yine karlı olurum, param yurtdışına çıkmaz ve kendi vatandaşımın cebinde kalır.

Çok yönlü düşünmek gerekiyor, tek başımıza biz yaparız ederiz, o kadar kolay olmayabiliyor. Ama hemen şunu da görelim, Malezya’daki ekonominin yüzde 70’i Çinlilere aittir. Aynı şekilde Pakistan’da Çin’den destek alarak bunu. Yani Çin, Hindistan’a karşı bir denge oluşturmak için Pakistan’ı yanına alıyor. Bu Zülfikar Ali Butto zamanından beri öyle.

İşte nükleer teknolojiyi geliştirmek istediği için Zülfikar Ali Butto, başına o zaman da halk desteğini sağlamak için Müslüman bir General üzerinden operasyon yapıldı, bunları görmemiz gerekir. Alan boş değil, çok dikkatli olmamız gerekir. Burada Müslümanlara öncelik vermemiz gerekiyor. Ama yani Mısır ile işbirliği yapmaktansa Venezuella ile işbirliği yapmakta daha yani yönetim açısından baktığınızda daha makul olabilir.

Onun için dış politika ve uluslararası bir strateji geleceğe dönük çok ciddi ihtimal, maliyet ve risk analizleri yapmadan yola çıkarsak hedefe varmadan başka engellerle karşılaşabiliriz. Savunma sanayii böyle boş bir alan değil, mayınlı tarlada top oynamak gibi.

Birde Batı bu kadar güce ulaşmış olmasına rağmen askeri projelerle daha çok sivil proje gibi Ar-Ge’sini yapıyor ve sivil ürün teflonu üretirken tava olarak insanlara bunu teflon kumaş, teflon sargı, bu montajlarda kullanılan o da teflon. Size teflonu bütün yönleriyle insanlara sunuyor ama biz biraz Batı savunma sanayi pek kullanmadan bu yaparken biz sivil boyutu da biraz ihmal ediyoruz.''

 

Türkiye, savunma sanayiinde Malezya ve Pakistan ile işbirliği yapabilir

 

Yorum yapın