Yapay zeka ve uzaktan çalışma

2019 yılı sonunda dünya genelinde baş gösteren ve halen devam eden pandemiye karşı alınan önlemler, bireylerin ve kurumların yaşantılarını önemli ölçüde değiştirdi. Bu değişikliklerin (muhtemelen şu an tahmin ettiğimizden daha büyük) bir kısmı, zamanla kalıcı olacak ve “yeni normal”i oluşturacak.

Kurumların bu yeni normal içerisinde kendilerini nasıl konumlandıracakları da kurumsal gelecekleri açısından oldukça kritik. Öte yandan kurumların dijital dönüşümdeki teknik/idari borçlarını bir gecede ödeyebilmeleri de pek mümkün değil. Bu noktada dönüşüm için otomasyon, akıllı sistemler gibi yapay zekâ uygulama alanlarının hızlandırıcı etkisi neredeyse vazgeçilmez.

Öncelikle “eski normal”deki bazı yaygın teknik/idari borçların üzerinden geçelim:

• Esnek olmayan çalışma saatleri. Özellikle yüksek katma değerli işlerde çalışan insanların kendilerini en üretken/verimli hissettikleri saatler birbirlerinden farklı. Herkes için tek tip mesai kavramı, giderek azalan katma değeri düşük işler dışında yersiz.

• Süre/bulunma odaklı çalışma. Eskisinden çok daha kolay şeffaflaştırılabilen (çalışma sürecinin ve çıktılarının izlenebildiği) ortamlarda “micro management” yapmak için kaynak (Ör: takip/onay için kaynak yöneticisi, raporlama için uzman/zaman, vb.) ayırmak yersiz.

• E-posta döngüsü olması gereken toplantılar. Bir önceki madde ve diğer unsurlar (Ör: “flat organization” yapısı) birleştiğinde iş dünyasının geleceğinin asenkron iletişime dayalı olduğu söylenebilir. İster fiziksel, isterse de çevrim içi olsun, birçok toplantı yersiz senkron iletişim ve dolayısı ile kaynak israfına neden oluyor.

• Kurum ve beslendiği ekosistemin fiziksel lokasyonu. Özellikle mühendislik gibi dünya çapında akışkanlığı yüksek olan alanlarda ülke/şehir kısıtlaması ile yetenek/partner bulabilmek eskisinden çok daha zor.

Tüm bunların yanında uzaktan çalışmanın bireyler üzerindeki diğer olumlu (Ör: trafik içinde geçen süreyi ailelerine ayırabilmeleri) etkileri de göz önüne alındığında, bu alanda yapılacak yatırımların çalışan verimi ve bağlılığı olarak geri döneceği açıkça görülebilir.

Telerobotik gibi çok daha dar ve kuruma özel uygulamaları bir kenara bırakarak “Yapay Zekâ bu borçların ödenmesinde nasıl bir hızlandırıcı etki yapabilir?” sorusunu cevaplamaya çalışırsak: YZ ile desteklenmiş RPA (Robotic Process Automation) uygulamaları, çalışanların katma değersiz işlerini devir alabilir. Bu sayede çalışanların daha büyük bir kısmı katma değerli (esnek çalışmaya uygun) işlere odaklanabilirler. Esnek/asenkron çalışma kapsamında iş akışlarının ilgilisine aktarılması, iş çıktılarının ölçümü, bir diğer YZ uygulama alanı olabilir. Bu uygulamalar ile koordinasyon toplantılarını ve “analysis paralysis” risklerini de ortadan kaldırabilirler. Tüm bunların da ötesinde yönlendirme/hatırlatma/planlama kararları gibi göreli basit karar yüklerini akıllı asistanların üstüne alabileceği söylenebilir. Akıllı asistanların hedef kitlelerinin artması ile birlikte doğal dil etkileşim uygulamaları (NLP/NLU) da artacaktır. Bu noktada neredeyse tüm kurumların fiziksel olarak dağıtık çalışanlarına sürekli cevap/çözüm sağlayabileceği sohbet botları ile ilk seviye sorunların (bilgi yönetimi) ele alınması da oldukça olasıdır.

Özetle ancak teknik/idari borcunu zamanında ödeyen kurumlar yeni yatırımlar ile geleceklerine kendileri yön verebilirler (diğerleri “takip eden” olarak kalacaktır). Bu noktada yapay zekânın, diğer alanlarda olduğu gibi “uzaktan çalışma” konusunda da insanlara yeni olanaklar sağlayacağı açıktır. Bu olanakları eskisinden daha esnek, şeffaf ve katma değerli çalışma pratikleri haline getirebilmek ise yine kurumların uygulamaları ve konuyu nasıl ele aldıkları ile şekillenecektir.

Kaynak: HAVELSAN Dergi 7. sayı / Büyük Veri & Yapay Zekâ Teknoloji Grup Lideri Dr. Orçun DAYIBAŞ

Yorum yapın