Makale: İran-Rusya Stratejik Askerî İlişkilerinin Sınırları

İran Araştırmaları Merkezi (İRAM) Araştırma Görevlisi Hurşit Dingil, "İran-Rusya Stratejik Askerî İlişkilerinin Sınırları" adlı bir makale kaleme aldı.

Rus Su-35’lerinin İran’a tedarik edilmemesi ve İran’ın da Rusya’ya balistik füzeleri vermemesi, ülkeler arasındaki askerî iş birliği alanlarından ayrıştırılan yeni bir kriz olarak değerlendirilebilir.

Ukrayna savaşı, İran-Rusya askerî ilişkilerinin çeşitlenerek ve derinleşerek stratejik bir nitelik kazanmasına neden olmuştur. Ancak bu stratejik nitelikli ilişkilerin, bağlamsal ve dış faktörler etkenli dinamikler dâhilinde sınırlandığı değerlendirilmektedir. Bu kapsamda, başta hava-uzay alanında derinleşen askerî iş birlikleri bilhassa İran’ın İHA ve kamikaze İHA platformlarının Rusya’ya tedarik edilmesi ile somutluk kazanmıştır. Bununla birlikte uydu teknolojileri alanında ilerlemeler gerçekleştirilmiş, Rusya ile ortak üretim tesisleri kurulmak suretiyle savaş uçağı ve kamikaze İHA’ların geliştirilmesi açısından gelişmeler gündeme gelmiştir. Ancak Rusya’nın Su-35 savaş uçağının İran’a tedarik edileceği yönündeki gelişmeler ise henüz somutluk kazanmamıştır.

Ukrayna savaşı başladığından bu yana, İran medyasının tek taraflı olarak sürdürdüğü medya spekülasyonlarının aksine İran askerî karar alıcılarının, tedarikin gerçekleşmeyeceğine yönelik imaları gündeme gelmiştir. Bununla birlikte Su-35 tedarikinin gerçekleşmeyeceğine yönelik emarelerin artması sonucunda İran, yerli modern savaş uçakları geliştirilebileceği argümanlarını güçlendirmeye başlamıştır. Bu argümanlar arasında dikkat çeken bir konu ise İran’ın gelecek aylarda insansız savaş jetini tanıtacağına yönelik iddialar üzerinden ilerletilmektedir. Öyle ki bu iddiaları güçlendirmek ve desteklemek üzere turbo jet motorunun test edilmesine dair görüntüler de servis edilmiştir. Ancak yayımlanan görüntüler incelendiğinde söz konusu jet motorunun (J85), 2016 yılında Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani Dönemi’nde ilk kez “Uç” ismiyle tanıtıldığı çeşitli medya kaynaklarında yer almaktadır.

İran’ın kendi modern savaş jetlerini üretebileceğine dair iddiaları güçlendirmek üzere; Kaher-313 isimli, ilk önce mürettebatlı hayalet uçağı olacağı duyurulan, sonrasında insansız hayalet savaş uçağı olarak tanıtılan platformda, söz konusu görüntüleri servis edilen turbo jet motorunun kullanılacağına dair spekülasyonlar gündeme getirilmektedir. Çelişkili argümanlar dâhilinde gelişen bu seyir, İran’ın Rusya’dan Su-35 savaş uçağı alımının gerçekleşmeyeceği ihtimallerini kuvvetlendirmektedir. Benzer şekilde İran’ın Rusya’ya tedarik edeceği Fatih ve Zülfikar balistik füzeleri konusunda da somut bir örnek olay gözlemlenmemiştir.

Ukrayna savaşı şartlarında bilhassa uluslararası olarak savunma ve güvenlik eğilimlerinin arttığı bir bağlamda, başta Rusya olmak üzere askerî stok ve cephanelerin muhafaza edilmesi eğiliminin giderek belirginleştiği görülmektedir. Bu durum; Rusya’yı kolay ve pragmatik tedariklere sevk etmekte, mevcut askerî stokların azalmasını önleyecek adımlara yönlendirmektedir. Bu eğilime örnek olarak Tataristan’da açılan Alabuga S/İHA montaj ve üretim tesisi ile yine Belarus’ta S/İHA fabrikasının açılması yönünde bir anlaşma sağlandığına yönelik son zamanlarda gündeme gelen gelişmeler önemli görülmektedir. Washington Post’un iddialarına göre Tataristan’da yer alan Alabuga tesisinde, 2025 yılına kadar İran’ın teknik ve lojistik desteğiyle 6.000 Şahit-136 varyantı kamikaze İHA’nın üretilmesi planlanmaktadır. Ukrayna istihbaratının değerlendirmelerine göre Belarus’ta kurulacak olan montaj-üretim tesisinde de Şahit-136 varyantlarının üretilmesi beklenmektedir. Bu gelişmeler doğrultusunda Rusya’nın, Ukrayna savaşının yeni bir aşamasına geçildiği dönemde, cephane ve askerî stoklarını artırmak üzere tedarik kaynaklarını çeşitlendirdiği anlaşılmaktadır. Tedarik kaynaklarını çeşitlendirme yönelimi, beraberinde taktik hava saldırıları ağırlıklı şiddet caydırıcılığı yüksek harekâtların öncelenmesi eğilimlerinin sürdürüldüğüne işaret etmektedir. İran’ın özellikle Şahit-136 kamikaze İHA’sının Rus varyantlarının geliştirildiği ve bunların da savaş sahasında çeşitli örnekler sunduğu görülmektedir. Şahit-136 türevlerini “Geran” olarak adlandıran Rusya’nın yeni varyantlarında, başta platformun gövde kaplaması olmak üzere yapım bileşenlerinde değişimlere de rastlanmaktadır. Bu değişimler, hızlı üretimi kolaylaştırıp kolay tedarik edilebilecektir ve aynı zamanda maliyeti düşük bileşenler yönelimine işaret etmektedir.

İkili askerî ilişkilerin gelişimine dair yeni gelişmeler de gerçekleşmiştir. Bu doğrultuda, Rusya’da düzenlenen “Ordu-2023” (ARMY-2023 Expo) uluslararası savunma sanayisi fuarında İran da stant açmış ve İran’ın askerî ürünlerini sergilediği standı başta Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu olmak üzere üst düzey Rus askerî yetkililer ziyaret etmiştir. Ziyaret sırasında, Şoygu’ya anti-S/İHA sistemleri ve elektronik harp teknolojilerinin tanıtılması gündeme gelmiştir. Bu sistemlere olan ilgiyi, son zamanlarda Rusya içinde gerçekleşen kamikaze İHA saldırılarına karşı bir çözüm arayışı üzerinden açıklamak mümkündür. Zira elektronik harp teknolojileri ve anti-S/İHA sistemleri, bu saldırıları önleme konusunda başlıca çözümler arasında yer almaktadır. Buna ek olarak 22 Ağustos 2023 tarihinde İran Kara Kuvvetleri Komutanı Tuğgeneral Kiyumers Haydari Moskova’ya bir ziyaret düzenlemiş, Rusya Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Oleg Salyukov ile görüşmüştür. Ziyaret sırasında, taraflar askerî iş birliklerinin ve ortaklıklarının ilerletileceği yönündeki taahhütlerini yenilemiştir. Görüşmeler sonrasında, Rusya ve İran arasında özellikle sivil havacılık konusunda yeni anlaşmalar olduğu değerlendirilmektedir. Nitekim Rusya’nın sivil yolcu uçaklarının İran’a tedarik edileceği yönündeki argümanların sıklık kazandığı görülmektedir. Bu tarafıyla İran’ın, Su-35 savaş uçağı alımının gerçekleşmeme ihtimalinin ağırlık kazanmasının ardından, bunu başka bir tedarik ile ikame etmeye çalıştığı değerlendirilebilir.

Su-35’ler (4.5 nesil), modern avcı uçakları sınıfında yer almasından ötürü bölgesel hava güçleri arasındaki statükoyu etkileyebilme potansiyeli taşımaktadır. Bu durum özellikle İsrail’i endişelendirmektedir. ABD ile gerilimli bir süreç yaşayan, güvenlik öncelikleri ekseninde alternatifler geliştirme eğiliminde olan İsrail, Rusya ile temaslarını bir şekilde sürdürmektedir. Her ne kadar Rusya ile Başbakan Binyamin Netanyahu dönemi öncesi gerilimler yaşansa da Netanyahu’nun başbakan olması ile birlikte özellikle Putin-Netanyahu yakınlığı süreçte belirleyici olmaktadır. Su-35 avcı uçaklarının, İsrail’in İran’a yönelik olası bir hava harekâtında önemli bir sorun alanı oluşturacağı düşünüldüğünde bu tedarikin gerçekleşmemesinde dışsal bir aktör olarak İsrail’in önemli bir etkisinin olduğu değerlendirilmektedir. Diğer taraftan İran’ın ABD’yle sınırlı bir mini anlaşma sürecine girdiği bu dönemde, bazı iddialara göre İran’ın Rusya’ya Şahit-136 satışını durdurması anlaşma şartları arasında yer almaktadır. Nitekim İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan’ın “Rus yetkililer, Ukrayna'ya karşı hiçbir zaman İran teçhizatı kullanmadıkları ve kullanmayacakları konusunda bize güvence verdiler.” ifadesindeki bağlamsal vurgular da (bir diğer ifadeyle Ukrayna’da Şahit-136 kullanılmadığı) bu şartı doğrular niteliktedir.

Nihayetinde İran’ın Rusya’ya askerî tedariklerinde, başta ABD ve Batı’yla ilişkiler belirleyici olurken Rusya’nın da İran’la askerî ilişkilerinde İsrail önemli bir etki faktörü sunmaktadır. Tüm bunlardan hareketle İran-Rusya ikili askerî ilişkilerinin bağlamsal ve dış faktörler temelli sınırları olduğunu söylemek mümkündür. Mevcut bağlamın dinamiklerini radikal şekilde değiştiren yeni bir faktör olmadığı müddetçe tarafların bu dengeleri gözeteceği değerlendirilmektedir. Nitekim İran’ın Rusya’ya balistik füze tedarik edememesinde de İran’ın Avrupa ülkeleri ile ilişkilerinin ve karşılıklı belirlenen kırmızı çizgilerin etkili olduğunu söylemek mümkündür. İran’ın balistik füzelerinde 2.000 km menzili geçmemesi de bu kırmızı çizgilerden birisi olarak bilinmektedir. Gelinen noktada, Su-35 savaş uçağı tedarikinde somut bir gelişme yaşanmazken balistik füze tedarikinin de dondurulduğu ya da yavaşlatıldığı anlaşılmaktadır.

İkili askerî ilişkilerin mevcut durumu özet şekilde değerlendirildiğinde Şahit-136 ve Rus varyantlarının montaj ve üretim tesisleri kurulması haricinde, Rusya-İran askerî ilişkilerinde somut bir ilerleme alanı görülmemektedir. Rus Su-35 savaş uçaklarının İran’a tedarik edilmemesi ve bununla birlikte İran’ın da Rusya’ya balistik füzeleri vermemesi, Rusya ile İran arasındaki iş birliği alanlarından ayrıştırılan ve bir şekilde dondurulan yeni bir kriz alanı olarak değerlendirilebilir.

Yorum yapın