TR Motor CEO'su Dr. Osman Dur: 'Altay tankının bin 500 beygirlik motoru test ediliyor'

TR Motor CEO’su Dr. Osman Dur, Sakarya Üniversitesi Akademik ve Sosyal Gelişim Merkezi (SASGEM)’in düzenlediği “Yenilikçi Teknolojiler ve Sosyal Yaşam Üzerine Etkileri” konulu çevrimiçi programa konuk oldu.

Osman Dur, Altay Tankı ile ilgili, “Sizlere de müjdemizi verelim; Türkiye’nin Altay tankı için ihtiyacı olan 1000 beygirlik motoru çok az süre önce çalıştı ve şu anda testte. Dolayısıyla, hem 380 beygirlik proje çalıştı, 600 beygirlik proje çalıştı, Fırtına OBÜS’ler için 1000 beygirlik motor çalıştı, Altay tankının 1500 beygirlik motorunun tasarımı ve tamamen üretimi bitti, çalıştı, ilk ateşlemesi yapıldı. Şu anda yüke koşularak test yapılıyor” şeklinde konuştu.

BMC’nin TR Motor ortaklığından ayrıldığını söyleyen Dur, “TR Motor artık tamamen savunma sanayii şirketine dönüştü. Burada hava araçlarıyla ilgili çalışmalarımızı yürütüyoruz. Türkiye’nin en çok sahip olduğu madenlerden biri bor madeni. Bor madeninden en fazla yapılabilir bu anlamda Enerji Bakanlığı’nın çalışması vardı. Bordan zırh üretme gibi çalışmalar vardı. Bununla ilgili görüşmeler yapıldı. Bor şirketinin kurulması gibi. Savunma Sanayii Başkanlığı buna öncülük etti. Bor şirketinin İcra Kurulu Başkanı olarak başladım, aynı zamanda yönetim kuruluna girdim. Bir taraftan da bordan bor karbür üretebilmek adına Enerji Bakanlığı ve BMC ortaklığında Tr Bor A.Ş. kurduk.” ifadelerini kullandı.

“Bürokratik engelleri aşmak, sistemleri kurmaktan daha zor”

Hayat hikayesini paylaşarak uydu ve e-Devlet kuruluş aşamasında yaşadığı zorlukları anlatan Dr. Osman Dur şunları kaydetti:

“Zamanında E-Devlet kuralım dediğimizde inanılmaz tepkilerle karşılaştık. ‘Türkiye’de kaç kamu kurumunda kaç insan klavye kullanabiliyor ki sen e-Devlet kuracaksın, siz yurt dışından geldiniz burnunuz havada, Türkiye’nin gerçekleriyle örtüşmeyen kafa yapınız var, Türkiye’nin kaynaklarını israf edeceksiniz’ şeklinde tepkiler. Uydu yapalım dediğimizde, ‘biz araba yapamıyoruz, uydu mu yapacağız’ gibi inanılmaz tepkilerle karşılaştık. O tepkileri aşmak için verdiğimiz mücadele, uydu ve E-Devlet yapmak için verilen mücadelenin on katıdır. Türkiye’de bürokratik engelleri aşabilmek, yapabileceğimiz projelere sistem kurabilmek, bu sistemi kurmak için gerekli politik, siyasi ya da bürokratik alt yapıyı oluşturmak bu sistemleri kurmaktan daha zor.

Türksat’ı kurduk. Kendi uydumuzu yapmak, e-Devlet alt yapısını kurmak, Kablo TV ve uydu üzerinden hizmetleri çeşitlendirmek üzere uluslararası çapta bir ekip kurduk. O dönemde master ve doktoralı yüz ellinin üzerinde delikanlı getirdim. Toplantı odasında günlerce genel müdürlük yaptım, odam yoktu. Arkadaşlara ‘gelin kendi uydularımızı yapacak, uluslararası çapta bilim adamlarının geldiği, kendi e-Devlet’imizi kendi teknolojimizi geliştirebilecek adımlar atacağız, Türksat uydu ve uzay teknolojilerinde bu coğrafyanın teknoloji merkezine dönüşecek, araştırma altyapısıyla, ürettiği hizmet ve servislerle, dünyadan çektiği beyin göçüyle inanılmaz katkılar yapacağız’ diyorum, bütün herkes dinliyor ve gülüyor. ‘Senin gibi kaç kişi geldi geçti, böyle bir şey mümkün değil. Biz uydu operasyonunu yapıyoruz, bu hizmetleri yürütelim, zaten bunun dışında bir şey yapamazsın’ düşüncesindeler. Ben de bunun üzerine karar aldım. Türksat’ı kurdum. 400 kişiden 15-20 kişi yanımda kaldı. Sıfırdan ekip kurdum.”

Yorum yapın