Makale: Deniz yetki sahalarının teknik değerlendirmesi

Ülkelerin, ülke olabilme kavramlarında üç tane önemli tanımlama yapılmaktadır. Bunlar, Kara, Deniz ve Hava ülkesi tanımı ve olabilme niteliklerini oluşturmaktadır. Denizlere kıyısı olan denizci ülkeler için karadaki menfaatlerinin hukuki niteliğinin sınırları, ülkenin kara sınırları içerisindedir. Kara sınırı ne kadar önemli ise deniz üzerinde uluslararası hukuk ve ülkelerin menfaatleri dikkate alınarak belirlenen deniz yetki sınırları da bir o kadar önem taşımaktadır. Böylece; Deniz, Kara ve Hava ülke kavramları geliştirilerek hak ve menfaatlerin belirlenmesi ve korunması amacıyla sınırlandırmalar yapılmıştır. Günümüzde gelişmiş ülkelerin yeni yönetim ve stratejileri gereği enerji türleri bulma, üretme veya dönüştürme çok önem kazanmıştır. Aynı zamanda yeni keşifler daha farklı ve alternatif enerji arayışlarına sürüklemiştir. Böylece denizler altında bulunan yeraltı enerji kaynaklarının araştırılması ve bulunması çalışmalarının önem kazanması gerçekleşmiştir. Bununla birlikte deniz yetki sahaları daha da önemli hale gelmiştir. Yetki sahalarının belirlenmesi her ne kadar Birleşmiş Milletler Deniz Hukuk Sözleşmesine-BMDHS/UNCLOS göre, kıyıdaş ve komşu ülkelerin hak ve menfaatlerini karşılıklı ve hakkaniyet içerisinde paylaştırmaya çalışsa da, birçok denizci ülke bahse konu sözleşmeye taraf olmamakta hatta taraf olmasa da olmasa da uymamaktadır.

Deniz yetki alanları ile ilgili ülkelerin talepleri, aynı zamanda stratejik planları da içerdiğinden, ülkeler arasında göz ardı edilemeyecek politik sorunlar çıkarmaya başlamıştır. Bu nedenle askeri güç kullanımına kadar varan sonuçlar yaşanmıştır. Deniz yetki sahası belirlenmesinde en önemli unsurlar ise deniz bilimleri ve alt disiplinlerinin iyi benimsenip, tanımlamada verimli kullanmak gerekmektedir. Bu yüzden, gelişmiş denizci ülkelerin deniz bilimleri ile ilgili üniversite, enstitü, fakülte, yüksekokul ve kurslar ile denizcilik sektörü ve bileşenlerinin farkındalığının arttırılması ve bu durumun sürekli hale getirilmesi sağlanmaktadır. Bu çalışma ile, deniz yetki sahaları belirlenirken teknik yönden nasıl değerlendirilmesi gerektiğinin farkındalığı hakkında bilgilendirilme yapılmaya çalışılmaktadır.

GİRİŞ

Gemilerin seyir yapabildiği, okyanus, deniz, göl, boğaz, kanal, geçit vb. deniz alanlarında, deniz alanlarında manevra halindeki gemiler, gemilerde görev yapan gemi adamları arasında fertler, taşınan yük, yük tarafları gibi birçok hususta hukuk vazgeçilmez unsurdur. Seyr-ü sefer anında gemiler arasında olduğu kadar, fert ile devlet arasında ve devletler arasında çeşitli ilişkilerin doğmasına yol açmakta ve bu ilişkileri düzenleyen hukuk dalı ise uluslararası olarak benimsenmekte ve Deniz Hukuku olarak özel adlandırılmaktadır. Deniz Hukuku ise, kamu ve özel olmak iki bölüme ayrılmaktadır. (Ilgın 2007)

Bununla beraber, her kıyı devleti için geçmişten günümüze belirlenmiş ve benimsenmiş Devlet kavramı geçerli ve kullanılır olmuştur. Devlet kavramı, belirli bir kara parçası üzerine konuşlanmış ve teşkilatlanmış olan ve bahse konu alan üzerinde yaşayan kişilerin tek başına yetkili olan siyasi bir yapı veya teşkilatlanma denmektedir. (Toluner 1996) Devlet teşkilatlanması esası dikkate alındığında coğrafi olarak birbirinden ayrılmaması gereken Kara, Deniz ve Hava ülkesi kavramları ile tanımlanmıştır. (Toluner 1996)

Devlet kavramında açıklanan üç ülke tanımında elbette hukuka uygun olarak sınırlama yapılması gerekliliği oluşmuştur. Kara ülkesinin sınırlarının belirlenmesinde dikkat edilen hususlar mevcut doğal sınırlar ve yapay sınırlardan ibarettir. Dağ, nehir, göl gibi arazinin özellikleri doğal sınırlar için dikkate alınırken gerek komşu gerekse komşu olmasa bile uluslararası hukuk gereği enlem, boylam gibi sayısal ayırıcılar ile yapay sınırlar dikkate alınır. Bu sınırlamalar için gerekli ve kullanılır olan şüphesiz bilimsel ölçme metotlarıdır. Haritacılık bilimi ve denizler için deniz bilimleri ve ölçme metotları sınırlamalar için çok kullanışlı ve doğru sonuç vermek için takip edilmiş yollardır. Kara haritacılığı ve ölçme metotları, ülkelerin kara sınırları, nirengi noktaları ve sınır taşları gibi kara ülkelerinin tanımlanmasını sağlayacak belirleyicileri ve tesis edilmesini sağlamaktadır. Deniz Bilimleri ise, denizel ölçümleri yaparak keşiflere yardımcı olduğu kadar, dünyanın %70’den fazla alan olan denizler coğrafyasını ve altyapısını tanımlamaktadır. Bu ölçmeler, sonunda elde edilen sayısal veriler tüm bilim dallarında kullanılmaktadır. Deniz yetki sahaları için ise yapılan hesaplamalar ve ölçmeler, hukuksal altlığı oluşturan değerlendirmeleri belirlemek için kullanılmaktadır. Birleşmiş Milletler Deniz Hukuk Sözleşmesinde bildirilen tüm tanımlamaların, hukuksal karşılığı olduğu kadar matematiksel bir altlığı bulunmaktadır.

1. Deniz Bilimlerine Genel Bakış

Genel olarak Deniz Bilimlerinin incelenmesi ile temelinin Hidrografik, Oşinografik ve Meteorolojik ölçümlerden oluştuğu bilinmektedir. Deniz gibi dinamik ve çok bileşenli etkenlerin olduğu bir yüzeyde Hidrografik, Oşinografik ve Meteorolojik şartların incelenmesi, denizci millet ve deniz taşımacılığı yapan ülkelerin çok ihtiyacı olan verilere ulaşmasını sağlamaktadır. Bu esnada denizde olan hidrolojik mekanizmanın araştırılıp anlaşılması ve mekanizmanın tüm etkenlerinin tüm değişkenlerinin özellikle zamana ve birbirlerine göre olan etkileşiminin açıklanması oldukça önem taşımaktadır. İnceleme ile elde edilen verilerin ölçeklendirilmiş ve coğrafi olarak tanımlanabilecek bir düzlem üzerine yerleştirilmesi ile dünya üzerindeki kara ve deniz ile ilgili gerçek hayattaki tüm detayların ihtiyaca göre şekillenmek üzere eski usul kağıt neşriyatlara veya yeni jenerasyon elektronik imkanlar ile deniz bilimlerini kullanmaya ihtiyacı olan insanların hizmetine sunulmasını sağlamaktadır. (H. Usluer 2014) (Usluer ve Alkan 2015)

1.1. Hidrografi

Uluslararası Hidrografi Örgütü-IHO’ya göre Hidrografi, denizlerin, kıyı bölgelerinin, göllerin ve nehirlerin fiziksel özelliklerinin ölçülmesi, tanımlanması ve elde edilen verilerinin zaman içindeki değişimlerinin tahmin edilmesiyle ilgilenen uygulamalı bilimler dalıdır. Ayrıca elde edilen veriler denizci ülkelerin ekonomik olarak kalkınmasının, denizel olarak güvenlik ve savunma şartlarının oluşturulması, araştırma ve bilimsel faaliyetlerin ve denizel çevre koruma dâhil olmak üzere birçok hizmeti vermek üzere çalışmalar yapmaktadır. (IHO 2021)

Hidrografik ölçüm ya da bilinen diğer ismi ile Batimetrik ölçüm; denizlerin, okyanusların ve göllerin dibinden itibaren ölçülecek tüm özelliklerinin tespit edilmesini sağlamak için çalışmaktadır. Eski ismi ile İskandil, ölçülen her noktadan dibinden satıh seviyesine olan derinliklerinin belirlenmesi eski ve bilenen bir yoldur. Bu sayede istenen noktanın med-cezir durumuna göre bulunması gereken ortalama su seviyeleri dikkate alınarak yükseklikleri bulunur. Günümüzde gelişen teknoloji sayesinde en çok kullanılanı Akustik yöntemli olanıdır. Akustik mantıkla derinliğe bağlı olarak belli zaman aralıklarında ses sinyali gönderilerek ölçümler yapılmaktadır. Bu Sinyallerin gönderilmesi ve alınması esnasında ses hızı ve geçen süre ölçülerek deniz tabanının su yüzeyine göre olan derinliği belirlenir. (Erkaya 2006), (H. Usluer 2011) Ayrıca Hidrografi sayesinde, gemilerin güvenli seyir yapmalarının sağlanması sıra, deniz turizmi, balıkçılık, kıyı alanları yönetimi, deniz hukuku, deniz yetki sahaları için derinliklerin tespiti, çevre koruma ve yönetimi, savunma olmak üzere birçok amaca hizmet edecek verilerin temini için çalışmaktadır.

Makalenin tamamına buradan ulaşabilirsiniz: Deniz Yetki Sahalarının Teknik Değerlendirmesi

Kaynak: TASAM / Dr. Öğretim Üyesi Hasan Bora USLUER

Yorum yapın